okumaya devam ettikçe martin’in iradesi, disiplini, kitap okudukça aydınlanması ve zirve sanılan çukura ilerleyişine bayıldım. çünkü sıfırdan başlayan ve her şeyin farkında olan bir adamın öyküsüydü bu. o geliştikçe, ilerledikçe değişenlere inat “ben aynıyım” çığlığını duymak beni kitaba bağlayan noktaydı. her sayfasını hissederek okudum ve çok sevdim. ve bana bir ders verdi. okuduğum onlarca kitaptan aldığım bilgi birikimini ve farkındalığı coğrafyamızda pek yaygın olan melankoliğe değil kendimi geliştirmeye adayacaktım. aslında vurgulanmak istenen noktada bu bence ‘yaşamanın amacı, kişinin kendini geliştirmesidir.’ herkesin kendine güzel amaçlar edinmesi dileğiyle.