2020’yı, Dünyanın 12 raunt boyunca korkuyla dövüştüğü, hırpalanıp soluksuz kaldığı, ancak verdiği karar sonucu kazandığı yıl olarak anabiliriz. Krizin itici güç olarak kullanılması kararının verildiği yıl oldu 2020... “Nefes alamıyorum,” cümlesinin, küresel çapta dolup taşan hastane koğuşlarından, kent sokaklarındaki ölümcül etkileşimlere kadar uzanan farklı ortamlarda, birden fazla anlam kazandığı bir yıldı 2020. Bu ifade acı dolu bir yakarıştan, omuzlarımızı dik tutup ayağa kalktığımız bir savaş çığlığına dönüştü. George Floyd’un yaşamı ondan sökülüp alınırken öfke ve keder barajı yıkılarak küresel bir devrimin fitilini ateşledi.
Birbirimize fazla yakın olmanın korkusuyla savaştık. Ya da fazla kopuk olmanın… Bazılarımız çoktandır süregelen eşitsizlik karşısında öfkeye kapıldı.