Demir Çağı sikkeleri yine kendisinin de özünde sihirli olduğu kabul edilen bir evrende sihirli ve metaforik bir güç alışverişi olarak rol oynamıştır. Bu nedenle, (hayal gücü gibi) içsel, öznel bir deneyimi dış, nesnel “gerçek” şeyler dünyasından ayırma yönündeki mevcut eğilimden uzak durmak, Demir Çağı sanatını anlamak için önemli bir anahtardır. Animist (canlıcı) ve şamanik bakış açısında bütün deneyimler eşit ölçüde gerçektir: bir düşünce bir kılıç kadar gerçek; sesler, rüyalar ve düşler gökte uçan kuşlar kadar somut, elle tutulurdur.
Sayfa 14
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.