Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

108 syf.
·
Puan vermedi
Sait Faik tarafından kaleme alınan küçük insanı Mansur Bey üzerinden anlatan öykü; mekân ve çevrenin karakter ile olan ilişkisini dönemin şartlarıyla harmanlayarak ortaya çıkmıştır. Belirgin bir derdi bulunmayan kaygısız diyebileceğimiz Mansur Bey, kendi yaşadığı çevrenin dışına çıkmamış olmasına rağmen yaşadığı yere derinden bağlıdır. Yazar bu ilişkide olayın perde arkasını ancak karakter evden çıkıp dış dünyaya doğru yol aldığı zaman okuyucuya göstermektedir. Karakterin sokakları numaralandırarak ayrıştırması okuyucuya takıntılı bir kişilik ile karşı karşıya kaldığını hissettirirken yazarın da bir yandan olduğu dönemden etkilendiğini kabul ederek o dönem yaşanan yoğun göçlerin ve kapitalizmin belirgin etkilerinin bireyde yaratacağı topluma yabancılaştırma etkilerini de göz ardı etmemek gerekir. Bilinmeyenden ve çok olandan korkan insan yine bu hikâyenin temel argümanı olarak okurla buluşuyor. Mansur Bey’in her gün aynı yerlere gitmesi ve aynı şeyleri yapması, aynı kişilerle muhatap olması ve belirli bir rutine sahip olması aylak şehir dolaşanı denilen tipik bir Flaneur benzetmesi yapmamıza olanak sağlıyor. Genel olarak kendi mahallesindeyken memnun ve mutlu bir profil çizen Mansur Bey mahalle sınırlarına geldiğinde korkuyla dolup tedirginlik belirtileri göstermektedir. Tramvaydaki insanlardan korkması da bunun güzel bir örneği olarak hikâyede yer buluyor. Kendi bölgesinde rahat ve mutlu olduğu, mahalle sakinleriyle iyi ilişkilerinin olduğu anlaşılan karakter buradan uzaklaşınca korku hissetmeye başlamaktadır. Bu noktada mahalle dışındakiler bir korku sembolü olarak tanımlanabilir. Mahalleden çıkıp İstanbul’un değişimini görüp hoşlanması hikâyede birden keskin geçişe sebep verirken bu durumun devamında şehir arzu ettiği bir obje haline dönüşmektedir. Öte yandan mahalleden çıkınca yaptığı ilk iş hamama girmek olan Mansur Bey’in bu davranışı yazar tarafından özellikle kurgulanmıştır. 7 senedir yıkanmadığı halde mahalleden çıkınca kirlenmiş olduğunu hissederek yapılan bu davranışın arkasında kontrol alanın dışına çıkmış olmanın getirdiği kirlilik yatmaktadır. Hamam burada sembolik olarak yer alırken mahalleye döndükten sonraki şehri istemek bilinci kendisinde bir arzu öğesi haline gelmiştir. Aynı anda şehir hem korkulan hem de istenen şey konumuna gelmiştir ancak kendi konfor alanının dışına çıkması bu durumun çok da uzun sürmesine izin vermeyecektir. Rutininin dışına çıkmış olması kendini rahatsız ettiği için intihar düşüncesi belirmeye başlamaktadır. İntihar için denizi seçmesi de yine bir özgürlük alanı ya da en başa dönme isteği özelliği taşımaktadır Yazar kısaca tramvay, hamam, mahalle ve deniz kurgularıyla modern insanın iç dünyasına ayna tutmuştur.
Lüzumsuz Adam
Lüzumsuz AdamSait Faik Abasıyanık · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20137,8bin okunma
·
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.