Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

208 syf.
·
Puan vermedi
Koftan Şiirimsi Dingo'lama -2-
"Şiire olan ilgim, beni bu türden kitaplar okumaya mecbur kılıyor" demeyi çok isterdim. Fakat işin aslı bu değil maalesef.. Lise yıllarımdı.. İlk defa bir kitap fuarına gidiyor olmamın vermiş olduğu heyecanla gezerken stantları.. Birden gözüme bu kitap ilişti. O zamanlar kahve edebiyatı ile çay edebiyatı canhıraş yarışıyordu. Bir tarafta Kahveciciler diğer tarafta Çaycıcılar. Fecr-i Ati ve Servet-i Fünun gibi düşünün. Sonra bir de durup; şiirimizin ne halde olduğunu düşünün, Vesselam.. Kitabın kapağı ve ismi, ergenliğime ziyadesiyle hitap edici olduğu için fevri bir hareket ile alıvermiştim kitabı. Kahveciciler, Ahmet Batman ve Kahraman Tazeoğlu gibi isimler sayesinde, Çayçıcılardan birkaç adım üstündü. Malum, Ahmet Batman ve Tazeoğlu o zamanlar kendilerini şair ilan etmemişti.. Ahmet Balaban, Kahvecicilerin şairi olabilir miydi? İşte bu merak ve hevesle okudum kitabı. Hala kitaplığımda da duruyor. Zira biliyorum ki ortalama bir asır sonra bu kitabın kıymeti anlaşılacak.. Sonuç olarak "Kahveciciler şairi Ahmet Balaban'ın Ömür Yarım eseri.." Okuduğum için pişman değilim arkadaşlar. Ki zaten "0.facebook" jenerasyonuyuz biz. Herkes depresif ve arabesk takılırdı o zamanlar. Çünkü sigara yasağının olmadığı zamanlarda doğmuştuk ve İstanbul-Tokat arası sefer yapan otobüs firmalarında; yaklaşık 14-15 saat boyunca sigara dumanı soluyarak büyümüştük. Parklarda sallanmak yerine, parkların çayır çimenine oturur ve Bayhan falan dinlerdik. Tüm mahalle; kime aşık olduğunu bilmeden ve henüz aşk kavramına yabancıyken, aşk acısı çekerdi. TDK'nın kapanma eşiğine geldiği dönemlerdi. Haliyle yayınevleri de ayakta durma mücadelesi veriyordu. Kitabı okuduğum için pişman değilim ama para verip de aldığım için pişmanım. Üstelik Sezai Karakoç ve İsmet Özel gibi yaşayan efsanelerin kitaplarını PDF olarak okumuş olduğumu hatırlayınca; bu pişmanlık daha da katmerleniyor. Son tahlilde diyeceğim şu ki; bu kitaplar, şiir kitapları değil. Bu satırlar, mısra değil. Kaldı ki "satır" oluşu dahi muammadır. Bu sebeple; mezkur kitabın türünü "günlük" olarak saptıyor ve böylece değerlendirmeyi zaruri buluyorum. *** Ahmet Balaban, "Ömür Yarım" isimli güncesinde, yaşadığı aşk acısını anlatmıştır. Yer yer galeyana gelip; maskulen raconlar kesmiş ve bir sonraki sayfada; "Sen de kim oluyorsun? Kadın dediğin bir çırpıda silip atar seni, ayağını denk al" gibi cümlelerle, hanım okuyucuların gönlünü de fethetmiştir. Kitap bana birçok şey kattı diyebilirim. Nitekim o yıllarda serbest şiirler yazıyordum. Bu kitabı okuduktan sonra hece şiirine geçiş yapmıştım. Gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki; bu kitap sizin ufkunuzu açacak. Çünkü hiçbir zaman okumayacaksınız.
Ömür Yarım
Ömür YarımAhmet Balaban · Dokuz Yayınları · 201466 okunma
·
226 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.