Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

400 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
GÖZÜMDE CANLANIR KOSKOCA MAZİ
Sayfaların, olayların, mektupların okuyucuyu yakın geçmişe doğru yolculuğa çıkardığı düşündüren, hüzünlendiren bir Adalet Ağaoğlu romanı. Geçmişin aslında o kadar geçmiş olmadığını arkadaş mektuplarından, gazete haberlerinden ve esnafından öğretmenine, solcusundan sağcısına, köylüsünden şehirlisine, her birinin yaşadıklarından ya da düşüncelerinden anlamak mümkün. Rüzgar nereye eserse o tarafa yol alan bir yaprak gibidir insanlar, tabii ki içlerinde bir utkusu olan ve umudunu yitirmeden çabalayanlar da yok değil tıpkı şimdi olduğu gibi, fakat bu gerçekleşmeyecek olanın hayaliyle kendini avutmaktan başka bir şey değildir. Dündar Öğretmen vardır mesela, okuttuğu köy çocukluklarının ülkeye bir katkısı olduğunu görmek ve modernleşmeye ayak uydurmalarını sağlamak için çabalayıp yine de ne çocuklardan ne de üstlerinden beklediği alakayı görebilmiştir. “Son müsamerede, eskiyen Türk bayrağının yerine yenisini kendi cebinden diktirmiştir. O ay karnesiyle az şeker alabilmiştir. Dersini iyi çalışmış öğrencilerine de pembe beyaz renkli halka şekeri dağıtamamıştır. Okulun bahçesine bir Atatürk büstü dikme emeli, ödenek geciktikçe suya düşmektedir. Büyüklerimiz şimdi, Avrupadaki kızgın savaşın alevleri bu güzel yurdu da sarmasın diye uykusuz geceler geçirmekteyken, büst işine vakit ayıramamaktadır. Beklemek en iyisi.” (Syf 146) Halk ise 2.Dünya Savaşının gölgesinde yok Ruslar yok Almanlar diyerek ayrışmış ellerindeki un, şeker karnesini bir dahaki aya kadar kıt kanaat yetiştirmeye çalışmakta, Amerikadan gelen kullanılmış botları yeterince şanslıysa ayağına geçirebilmiş günü kurtarmaya çabalamakta; üst kesim ise en kaliteli unla pişen ekmekleri, börekleri yiyip en kaliteli kumaş ve derilerle dikilmiş giysileriyle etrafta boy göstermektedir. Herkes yolunu yordamını ve de adamını bulmuş gününü gün ederken, şehir dışında okuyan çocuklarına erzak yollayan Salim Efendi sorgulanır hırsızlıktan, kaçakçılıktan. Önünü arkasını araştırmadan sürü nereye biz oraya mantığıyla taraftar olanlar, olmayanları yuhalayıp dışlayanlar ve düşman ilan edenler... İki taraf arasında ne yapacağını bilemeyip, hiç bir tarafa da ait olamayıp ölmeye yatanlar... “Acaba hiç kendim olmuş muydum? Hiç kendimiz olduk mu?” (Syf 198) Adalet Ağaoğlu romanı geriye dönüşlerle, anılarla, mektuplarla ve ana karakter Aysel’in psikolojik devinimleriyle öyle güzel örmüş ki roman akıcı bir şekilde ilerliyor. Keyifli okumalar dilerim.
Ölmeye Yatmak
Ölmeye YatmakAdalet Ağaoğlu · Everest Yayınları · 20194,209 okunma
·
28 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.