Duygudan duyguya sürükleyen son derece sürükleyici bu kitabı yavaş yavaş okuyun zira bittiğine pişman olabilirsiniz.
132 sayfaya sığdırılmış 22 hikâyenin her birinde kendimi tam olarak olayın ortasında buldum. Şişesi Yokmuş hikâyesinde yaşlı amcaya üzüldüm, Yumurta hikâyesinde kendimi penguenin yerine koydum, Hedef Tahtası hikâyesinde de bir hedef tahtasının karşımıza nasıl çıkabileceğini sorguladım. Tüm bunlar hem eğlenmeme hem keyif almama hem de hoşça vakit geçirip bu kitap biraz daha devam etsin demem için yeterli oldu.
(Yazarından imzalı olarak okuduğum ilk kitap olması incelemede torpil yaptığım manasına gelmez. Hem gelse ne olacak ki? Burada belirtmemiş olsam kim nereden bilecek kitabın yazarından imzalı olduğunu?)