Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

617 syf.
·
Puan vermedi
Oblomov , tembelliğin kelime manası olan bir karakter, kendisinde hiçbir şey yapma gücü bulamayan, daha küçüklükten bu şekilde yetiştirilmiş bir çocuk. Elbette burada ailenin yetiştirme tarzıyla alakalı önemi de çok açık bir şekilde görmüş oluyoruz. Kitabın bir yerinde " Ştolts Oblomov'a karşı isyandı" diyordu. Bu kadar zıt iki karakterin birbirini bu kadar sevmiş olmasını, diğer taraftan aşkı içinde sönen kadın Olga'ın Oblomov'u unutamayıp O'nu hâlâ unutamayıp sevmiş olması Oblomov'un tüm uyuşukluğuna rağmen tertemiz bir kalbe sahip olmasıydı. Bu da beni çok etkiledi. Hiçbir zıtlık sevginin o güzel gücüne engel değildi. Bu çok güzel bir şey. Duyguların güzelliği... dostluk, aşk... Oblomov'a canlılık katan tek değer aşktı. Onu bile Oblomovluğuyla berbat edebilme özelliğine sahipti.Olga ile tam aşkı bulmuşken kaybetmek, vazgeçmek üzere olan bir karakter `Oblomov 'a acıyorum ve kızıyorum :) Her şeye rağmen çok iyi yürekli,çok içten bir karakterdi. Onu sevmekten kendinizi alamıyorsunuz. Ve ona asla kızamıyorsunuz. İyi yürekli dostumuz Oblomov... ilk yüz sayfa "Artık kalk şu yataktan be adam!" diye haykırdım içimden. Ştolts gelse de şunu çıkarsa yataktan bayılacağım artık olmuştum. Oblomovluk asla basit bir tembellik değil bana göre çünkü Ştolts ile hayata karıştığı zaman gördüğü sahteliklere karşı söylediklerine bakınca aynı zamanda bir tercih olduğu anlaşılıyor. Ve yazar Alman çalışkanlığı ile Rus estetiğini buluşturan ideal bir karakter oluşturmaya çalışıyor baba Alman anne Rus Ştolts ile... Akıcı bir kitap değil ama merak hissi uyandırıyor yine de. Betimlemeler kuvvetli, karakterleri çok güzel canlandırabiliyor insan gözünde. Bu arada Zahar'ın her seferinde Oblomov'un arkasından serzenişleri beni güldürüyor. Tom ve Jerry gibi sürekli didişen iki karakter Oblomov ve Zahar. Birbiriyle hem anlaşamayan hem de birbirinden vazgeçemeyen.Zahaarrr nerdesin tanrının cezasıı!! en çok güldüren kısmı...Bana göre dış dünyaya fazlasıyla iyi gelen, dış dünyanın yükünü kaldıramayan kişidir Oblomov.Zaten dünyanın yükünü kaldıramadı oblomov:) doğal seçilim bütün canlılarda kendini gösteriyor ne yazık ki. Tabi bazen insanı tembelliği çileden çıkarıyor olabilir ama çağımız insanına kesinlikle ayak uydurması mümkün olmayan kişidir. Kuşkusuz edebiyat ve sanata rağbet etmek insanin gönül dünyasını güclendirir. Bireyde bir sağaltım bir iyileşme meydana getirir. Kapitalist modernitenin sömürge mekanizması zincirinde bir dişli olmamak için Oblomov`luk yapıp sadece kitap okumak ve spor yapmakla meşgul olmak isterdim.Fakat günümüz koşulları buna izin vermiyor malesef. Oblomov'a gelince onada canlılık katan tek değer aşktı. Onu bile Oblomovluğuyla berbat edebilme özelliğine sahipti. Her şeye rağmen çok iyi yürekli,çok içten bir karakterdi. Onu sevmekten kendinizi alamıyorsunuz. Ve ona asla kızamıyorsunuz. Ne kadar tembel, vurdumduymaz, uyuşuk ve dünya yansa umurunda olmayacak bir adam olsa da onunla vedalaşmak açıkçası üzdü beni. Eminim ki okuyan herkes Oblomov’u çok sevecek. Çünkü o içimizden biri hatta bir çoğunuzun ‘’tıpkı ben’’ diyeceğinizi çok iyi biliyorum. İnsanı yaşamaya motive eden, kendi yaşamına son vermesini engelleyen yegane şey yarının merakıdır. İnsan yarından umutlu olduğu sürece, yarınını merak ettiği sürece hayata dört elle sarılır. Bir ülkenin gencinden, yarına duyduğu merakı alırsanız, geriye salt öfke kalır. Yapmayın.Yarına merak duymak için, yarından umudunun olması lazım. Bir ülkenin gencine üniversiteden mezun olduktan sonra nasılsa işsizler ordusuna katılacağım umutsuzluğunu hissettirirseniz yarının karanlığını da hissettirmiş olursunuz. Dikkat edin etrafınıza, bir tane umudu olan var mı? Belirli bir azınlığın dışında kimse mutlu değil, hiçkimse. Yaşamak, Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi piramidinin birinci basamağı olan fizyolojik gereksinimlerin karşılanması değil. Herkes mutsuz. Kimsenin umudu yok. Kimse yarını merak etmiyor. Kimse kendini gerçekleştiremiyor. Kitabda diyor ki; “Batıda hayaller gerçekleştirmek için kurulur, doğuda gerçeklerden kaçmak için.” Aksi gibi düşünen varsa, en son kurduğu hayali hatırlasın. Neye hayal kuruyoruz, niye hayal kuruyoruz. Alt tarafı altmış sene yaşayacağız. Yetmez mi bu acı?İlk doğumu yaşadık doğmuş olanın çok da sağlıklı olmadığı ortada ve ölmek üzere, sıra şimdi ikinci doğumda. Bunu da yine günümüzün münevverleri yapacak umudum güzel yarınlara.. Bana göre düzene karşı yapılan eylemsizlikte bir eylemdir. Yani yapmak istiyor fakat bilinçli bir şekilde yapmıyor. Oysa Oblomov böyle değil. Evet o da yapmak istiyor ama yapmamasının sebebi nasıl yapılacağını nasıl başlanacağını bilmiyor. Tamamıyla yetiştirilmesiyle ilintili bir durum. Daha sonra yapamamayı kabulleniş ve hüzünlü bir son.Oblomovluk dönem dönem hepimizi yoklayan bir başkaldırı olabilir, hıza ve kendini yitirmiş zihinsel veri akışına bir pause dokunuşu, yahut bir sihrim olsa da zamanı durdursam ve dilediğim zaman tekrar başlatsam ütopyasında çocuksu bir ısrar... Hiçbir devrim oblomovculuğa üstün gelemez.Bir direniştir Oblomovculuk.. Dünyayı Oblomovculuk Kurtaracak! :))
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · İletişim Yayınları · 201939,1bin okunma
·
115 görüntüleme
Asya️️‍️ okurunun profil resmi
Güzel bir inceleme olmuş. Kalın ve Rus edebiyatı beni hep ikinci plana itmeme neden olan unsurlar. Ama merak uyandırdınız. Teşekkür ederim.
Saudade okurunun profil resmi
Rica ederim,ilk 200 sayfanın sürükleyici olduğunu söyleyemem ama kitabı bitirdiğinizde en sevdiğiniz kitablar arasında olacağına eminim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.