Kitaplarını çokça gördüğüm ama tanışmadığım bir yazardı Tarık Tufan. Tanışma kitabım da sanırım en sevilen kitaplarından biri oldu. Kitap bildik bir film gibi başlayıp akıp giderken, yazarın doğru yerlerde yaptığı doğru hamleler ile sıradan olmaktan çıktı biranda. Kaliteli bir kalemle tanışmış olmaktan mutlu oldum kapağını kapatırken.Kitap elimde öylece kaldım son kelime ile. Düşündüm bir müddet yaşanan ne hayatlar var diye. Okurken karakterlere olan duygularım değişti mesela başlarda kızdıklarımı sevdim, yazık dediklerim için "sana az bile sanki" diyesim geldi. İshak'a ara ara kızsam da en çok ona üzüldüm yine. İşte bunca duygu durumunun sebebi kalemin kalitesi, şaşırttı beni yazar. Hani derler ya bir insanı tanımak için onunla ya ticaret yapmak ya da birlikte uzun yola çıkmak gerekir diye Tarık Tufan da almış iki ana karakterini uzun bir yola çıkarmış, yolda herkes dökmüş eteğindeki taşları ve hatta içten dökülmüş iç yangınları, telaşları,pişmanlıkları, ezilmiş yanları, şüpheleri,.. Iste bu yolculuk ile İshak ve Jülide'ye ortak oluyorsunuz. Sırlarını duydukça ah be diyorsunuz bari bu böyle olmasaydı. İshak iyi yürekli, nahif ve sevgiden yana eksik bir adam, Jülide özgür kız gibi görünse de kendi içinde tutsak... Düşerken birbirini tutmaya çalışan iki yaralı yürek ama öyle basit bir yasak aşk falan değil onların ki tam bir yoldaşlık aslında. Her insan bir amaç için dahil olur hayatımıza ve biz nedenini niçinini çok sonra anlarız kimisinde üzülerek kimisinde iyiki diyerek. Iyiki dedikleriniz olsun yanınızda her daim. Akıcı bir kitap okumak isterseniz eğer Jülide ve İshak ile dost olun bir müddet.

DüşerkenTarık Tufan · Profil Kitap Yayınları · 20186,3bin okunma

3 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Canan