Bir ebeveyn çocuğun inancını ve kurulmakta olan güvenini kötüye kullandığında bir hayal kırıklığı meydana gelir, ki bu da ruha inen büyük bir darbedir. Eğer çocuğun benliği yeterince güçlüyse, bu durumu ebeveyninin ve başkalarının güvenilirliğine ilişkin sınırların ve kısıtlamaların göstergesi olarak alıp bu şekilde sindirecektir. Benliğinin nispeten zayıf olması durumunda ise yaşanan hayal kırıklığı ideal ebeveynin yitimine işaret görülebilir ve dolayısıyla da yas, yalnızlık ve depresyon anlamı taşıyabilir. Bu tür durumlarda -bir yanılsamanın yitiminden duyulan öfke, öfkeden duyulan suçluluk- güvensizlik bastırılabilir ve çocuk güvenilir olan ve olmayan kişiler arasında bir ayrım yapmaya hazırlıksız kalabilir. Haliyle de kandırılmaya müsait biri olur çünkü ancak kimseyi ayrıştırmadan herkese güvenmeyi başarabiliyordur. Kandırılma eğilimi, sürekli bir aldatılma ihtiyacıyla alakalıdır. Defalarca aldatılmış olduğu gerçeği, ebeveynin aslında başka insanlardan daha az güvenilir olmadığı teminatını vermek gibi ek bir işlev de gösterebilir.