ON YÜZ BİN MİLYON TANE YILDIZ
Ruhlar Dükkanı'nın ve Castle Rock kasabasının ne kadar güzel olduğunu nasıl anlatabileceğimi bilemiyorum. Müthiş ötesi bir hayal gücü ile yazılmış ve nakış nakış işlenmiş bir kitap! 80'ler Amerikasında beni büyüleyen ne varsa hepsi konulmuş kitabın içine, okurken film şeridi gibi her şey geçti gözümün önünden, bu incelemeyi sadece duygularımı baz alarak yazacağım varsın kitabı eleştirmenler eleştirsin. Bir kasabaya insanların ruhları karşılığında "gerekli şeyleri" satmak ve onları kendine köle yapıp kasabayı birbirine düşürmek için gelen insan görünümlü bir şeytan, illüzyon ile herkesin en hassas noktasına dokunup, eksikliklerini tek tek bulup onları bir kukla gibi oynatan şeytan ve o şeytanın önünü keserek kasabadan cehenneme ait kapkara atlarıyla gökyüzüne defolmasını sağlayan Polly, Alan.....!!
Sadist kitabından Annie yine göz kırpıyor bize, o kadar etkilediki bu beni anlatamam. Sanki Annie ölümsüz ve sürekli dirilip dirilip karşımıza çıkıyor. Polly, Bay Gaunt, Alan, Brian, Nattie, Norris, Nan, Keeton, Ace, pederler ve adını hatırlayamadığım (sanırım Myrtle'dı) kocasından gördüğü şiddeti ve psikolojik baskıyı oyuncak bebeklerine sarılaray ağlayan kadın. Hepsi! Hepsi benim için vazgeçilmez en güzel karakterler oldular. Funkoları olsa hepsini tek tek toplardım. Koşa koşa filmini izleyeceğim şimdi. Filminin ne kadar kötü yapıldığı umrumda bile değil çünkü işin profesyonel boyutundan çok bana dokunduğu kısmıyla ilgileneceğim.
Ben zihnimde Polly'i, çok sevdiğim Rosemarynin Bebeği filmindeki Mia Farrow olarak, Alan'ı Jack Carter olarak, Nan'i ve Nattie'yi Kathy Bates olarak canlandırdım. Kathy Bates sanırım Stephen King kitaplarında karakterleri zihnimde canlandırmak için vazgeçecemeyeceğim bir aktör.
Koşun ve okuyun! Tekrar tekrar soluksuz okuyacağım bir kitap olacak Ruhlar Dükkanı, Tanrı Castle Rock'ı ve Stephen King'in kalemini tekrar tekrar kutsasın, bambaşka! Bambaşka bir dünyaydı! Ne kadar övsem az, artık benim için çok önemli bir eser ve etkisinden kolay kolay çıkamayacağım.
"DEFOLUP GİT İFRİT KASABAMIZDAN! KOVULUYORSUN!" Polly bu esnada başını Alan'ın omzuna gömmüş ağlarken ve Norris şerif arabasında baygın bir şekilde olanları izleyip şeytan bağırarak gökyüzüne doğru cehennem atını sürerken Castle Rock cayır cayır yanıyordu.
