Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

412 syf.
8/10 puan verdi
·
23 günde okudu
Deniz kabuklu inceleme
•Kitap kurgu olmadığı için spoiler uyarısı yapmama gerek var mı bilmiyorum ama yine de incelememin spoiler içerdiğini belirteyim. •Yazdığım incelemeyi tekrar okudum, incelemeden çok özet şeklinde olmuş gibi, kurgu dışı eser inceleyemiyorum galiba :D Merhaba... Yuval Noah Harari'nin Hayvanlardan Tanrılara isimli kitabını bitirdim. İnsanlığın tarihini baştan sona kadar alan bu kitap 4 bölümden oluşuyor. 1) Bilişsel Devrim 2) Tarım Devrimi 3) İnsanlığın Birleşmesi 4) Bilimsel Devrim Tarihin akışının üç önemli devrimin şekillendirdiğini yazan Harari, bunların 70 bin yıl önce başlayan Bilişsel Devrim, 12 bin yıl önce başlayan Tarım Devrimi ve henüz çok yakın bir zamanda, 500 yıl önce gerçekleşen Bilimsel Devrim olduğunu söylüyor. Bugünkü insanlara benzeyen ilk canlıların/hayvanların, ortalama 2,5 milyon yıl önce Doğu Afrika'da çok önemsiz bir hayvan olarak ortaya çıkmasından bugüne kadarki olan yolculuk anlatılıyor kitapta. Diğer canlılardan gözle görülür hiçbir üstünlüğü olmayan insanlar nasıl oldu da diğer canlılarla arasındaki farkı açtı ve bugünkü halini alıp dünyanın efendisi oldu? Peki niye bilinen 6 insan türünden biri olan Homo Sapiens, günümüze ulaşan tek insan türü oldu? Kitap başlangıçta bu iki soruya yanıt arıyor. İnsanların/homo sapienslerin diğer canlılardan üstün olabilmesinde birçok faktör rol oynamış; iki ayak üstünde durup ellerimizi kullanarak düşmanlara karşı kendisini koruyabilmesi, ateşi keşfederek bunu düşmanlarına karşı silah olarak kullanabilmesi... Ama en büyük faktör 70 000 ile 30 000 yıl önce Sapiens'ler de meydana gelen bir mutasyon. Bu nedeni bilinmeyen mutasyon, homo sapienslerin beyninin iç yapısını değiştirdi ve daha önce başarılamayan bir şeyin başarılmasını sağladı: düşünme ve yeni dillerle iletişim kurabilme becerisi. Bu beceri düşmanlarımız olan aslanların, kurtların ve diğer hayvanların saldırılarından bizi kurtardı ve bu saldırı girişimlerini diğer arkadaşlarımıza bildirmemize yardımcı oldu. Ama daha da önemlisi var olmayan şeyler hakkında da konuşabildik, kurgular üretebildik ve bu sayede, ürettiğimiz kurgulara birbirini tanımayan milyonlarca kişi inanıp onlarla "işbirliği" yapabildik. Günümüze sadece Homo Sapiens türünün ulaşmasında ise yazar iki teorinin bulunduğunu söylüyor: Irk karışımı teorisi ve Yerine geçme teorisi. Irk karışımı teorisine bakılacak olursa 70 000 yıl önce Doğu Afrika'dan dünyanın çeşitli bölgelerine yayılan Homo Sapiens'ler oralarda karşılaştığı başka insan türleriyle karıştılar ve bugünkü insan meydana geldi. Diğer teoriye göre ise Homo Sapiens'ler diğer insan türlerine yaşam imkanı tanımadı ve hatta belki de onlara soykırım uyguladı... Kitabın ilk bölümünde yukarıdaki konuların yanısıra türümüzdeki insanların (avcı-toplayıcı homo sapienslerin) bir günlerinin nasıl geçtiği, neden avcı-toplayıcı toplulukların ilk müreffeh toplumlar olarak adlandırıldığını, inançlarının ne olduğunu, savaşçı mı yoksa barışçı mı olduklarını, insanın olmadığı dünyanın birçok yerinde yaşayan dev türlerin, insanların oraya ayak basmasıyla o dev yaratıkların yok olmasında insanların nasıl rol oynadığı gibi sorulara yanıt arıyor Tarım Devrimi... Yazar ikinci bölümde Tarım Devrimi'nin insanlığın hayatının kolaylaşmasında atılan önemli bir adım mı yoksa sanılanın aksine bu devrim insanlık için bir felaket mi onu inceliyor. Tarım Devrimi'nden önce avcı-toplayıcı insanlar tüm toprakların, ağaçların, nehirlerin ve gökyüzünün sahibiyken artık kendi bahçelerinin, yapmış oldukları külübelerin/evlerin sahibiydi. Avcı-toplayıcı dönemlerde insanlar hayvanları kovalayıp hem maceralar yaşayıp hem de karınlarını doyururken tarım devrimiyle birlikte sabahtan akşama kadar tarlada çalışmak zorunda kaldı. Hem de sadece o buğdayı ekmek yapıp yemek için. Bu arada karşılarında bir tehlike de belirmişti: Ya X yılında kıtlık olursa ne olacaktı? Bu bölümde Hammurabi Kanunlarının çıkış noktası ve hangi özellikler taşıdığı, İnsanların herhangi bir dine, yönetim biçimine ya da ekonomik sisteme nasıl inandıkları, yazının ve rakamların ortaya nasıl çıktığı, erkek-kadın, cinsiyet-toplumsal cinsiyet gibi konulara da değinmiş. Üçüncü bölümün başlığını "İnsanlığın Birleşmesi" oluşturuyor. Bu bölüm kültür tanımıyla başlayıp onun hakkında doğru ve yanlış bilinenlere değiniliyor. Devamında ise diğer hiçbir hayvan kendi türünün iyiliği için uğraşmazken insanların zamanla nasıl kendi türü için "biz" ve "onlar" ayrımından uzaklaştığını anlatıyor ve bunun nedeni olarak da paranın ortaya çıkışını, kurulan imparatorlukları ve dini gösteriyor ve detaylarıyla açıklıyor. Paranın ele alındığı kısımda onun gerekliliğini, takas yönteminin ekonomideki zorluklarını, paranın insan hayatında sağladığı kolaylıklar ve paranın nasıl herkes tarafından kabul edildiğini açıklıyor. Niye Müslümanlar, Hristiyanlar, Yahudiler, Bizanslılar, Türkler birbiriyle anlaşamazken konu para olunca aynı şekilde anlaşabiliyorladı? Hatta Müslümanlar, Hristiyanlar ya da Yahudiler neden kendi inançlarını bile terkedebiliyorken parayı terkedemiyorlar? Kitap buna tek bir cevap veriyor. Güven. Çünkü din bizim birşeye inanmamızı isterken para başkalarının da bir şeye/paraya inandığına inanmamızı istiyor. Paraya güveniyorum çünkü paranın üstünde Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası yazıyor ve ona güveniyorum. Aslında şu an Dolar'ın üzerindeki ABD Hazine Müşteşarı'nın imzasına daha çok güveniyorum. :D 10 yıl önce 1 Dolar 1,41 Euro'yken şimdi 1 Dolar 1,21 Euro. Aynı şekilde 1 Dolar 10 yıl önce 1,67 Türk Lirası'yken şimdi 1 Dolar 7,31 Türk Lirası. Neden istikrarını hep sürdüren bir para birimi varken diğerlerine güveneyim? Bu hata tıpkı 4 000 yıl boyunca para birimi olarak deniz kabuğunu kullanan İngiliz Uganda'sına benziyor. (1900'lerin başlarına kadar İngiliz Uganda'sında vergiler hâlâ deniz kabuklarıyla ödeniyordu) "Biz" ve "onlar" ayrımından artık uzaklaştığımız bu bölümde sıra paradan sonra imparatorluklara geliyor. Bu kısımda İmparatorluğun tanımı yapılıp iyi mi kötü mü olduğu tartışılıyor. Daha sonra ise imparatorluk kelimesinin her ne kadar kulağa kötü geldiğini bilsekte şu an çoğu insanın ve ulus devletlerin bu kötü imparatorlukların torunları olduğunu ve o imparatorluklar kötü ise bizim ne olduğumuz sorusunu bizlere soruyor. İmparatorluklar konusu sona ererken de şu an tüm devletlerin birbirine bağlı olduğunu ve olmak zorunda olduğunu, küresel ve ekolojik sorunlar, atom bombaları tehlikesi karşısında işbirliği yapmamızın kaçınılmaz olduğunu belirtiyor. Din... Bu kısımda, Tarım Devrimi'nden önceki din anlayışı, çok tanrılı inançtan tek tanrılı inanca geçişin nasıl olduğu, düalist dinler, tanrısız dinler (Budizm, Konfüçyüsçülük...) ve insan ürünü dinler olan ideoloji gibi konular işlenmiş. Üstelik insan ürünü dinlerin de tek tanrılı dinler gibi kitabı (Karl Max – Das Kapital), bayram ve kutlamaları (1 Mayıs işçi Bayramı) ve mezhebi de var. (liberal hümanizm, sosyalist hümanizm) Kitabın son bölümünde ise Bilimsel Devrim başlığı karşılıyor bizleri. Bu bölümde Bilimsel Devrim'in nasıl gerçekleştiğinin çok kısa bir cevabı var: Cehaletimizi kabul ettik. Bundan önce insanlar herşeyi bildiklerini iddia ediyorlardı, dolayısıyla da yeni bir şey öğrenmek için de kendilerini motive edemiyorlardı daha doğrusu bunu akıllarına bile getiremiyorlardı. Bunun dışında bilim insanları gözlemler yaptı ve bunu matematiksel araçlarla kapsayıcı teorilere dönüştürdüler ve insanlar yeni bilgiler elde ettikçe güçlerini arttırabileceklerini keşfettiler. Bilgi Güçtür. Bölüm boyunca bilimin nasıl ilerlediği ve ilerleme imkânı bulduğu, biliminin neden doğu toplumlarında değil de batı toplumlarında ilerlediği (Avrupa), bilimin imparatorluklar ve ekonomiyle ilişkisi gibi konular işleniyor. Bilimsel Devrimle birlikte artık eskisi gibi olmayan dünyada, Harari o soruyu soruyor. Mutlu muyuz? Bölümün sonunda olası gelecek senaryoları var ve yazar kitabı sonsöz olan "Tanrıya Dönüşen İnsan" başlıklı kısa yazısıyla bitiriyor. Dili yalın ve akıcıydı. Final dönemime denk gelmesine rağmen rahatça okuyabildiğim bir kitap oldu. Anladığım kadarıyla popüler tarih kitaplarından ama ben sevdim. Emrah Safa Gürkan'ın da dediği gibi Her popüler kötü olmak zorunda değil. :D Keyifli okumalar...
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Hayvanlardan Tanrılara: SapiensYuval Noah Harari · Kolektif Kitap · 201936,4bin okunma
·
63 görüntüleme
Neslihan okurunun profil resmi
Ben bu incelemeyi yarın okuyayım...🤭🤭 Kalemine sağlıkkk...❄
Bay C okurunun profil resmi
Teşekkürlerrr. 📚☺️
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.