Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

1062 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
kitap hakkındaki düşüncelerim
Anna Karenina, gerçek bir şaheser, edebi bir tuğla :) Tolstoy’un sade, akıcı, yalın anlatımı ile aslında okuması hiç de zor olmayan ama olay örgüsünün yoğunluğu ve karışıklığı ile takip edilmesi, sindirilmesi bence zaman alan bir roman.. her ne kadar baş karakter ve kitabın adı Anna Karenina olsa da nerdeyse ilk 100 sayfaya yakın Anna ile tanışamıyorsunuz, ama zaten olaylar sadece Anna’nın çevresinde gelişmiyor, Anna’nın -kendisinden 20 yaş büyük , Çarlık Rusyasında yüksek bir statüye sahip, zengin ve soylu -kocası, çok sevdiği oğlu Seryoja, yasak aşk yaşadığı subay Vronsky, Anna nın -hayatı, çapkınlığı, savurganlığı seven- erkek kardeşi Stiva, Stiva’nın aldattığı karısı Dolli, Dolli nin kız kardeşi Kiti, Kiti nin anne babası Prens ve Prenses, Kitiye aşık -Doğa ve çiftlik yaşamını seçen ve kitapta Anna kadar yer alan- Levin, Levin in iki farklı ağabeyi, onların çevresindeki diğer yan karakterler gibi pek çok karakteri tanıyoruz , Tolstoy karakterleri ve olayları öyle ilmek ilmek işliyor ki , bu kişileri hissettikleriyle, kişilikleriyle, davranışları, ikilemleri, içsel çatışmaları ile anlayabiliyor ve aklımızda tutabiliyoruz. Kitapta ön perdede insan ilişkileri, evlilik, yasak aşk, sadakat, kıskançlık, doğum, ölüm, boşanma, hastalık, çapkınlık, savurganlık, fedakarlık gibi konular işlenmişken, arka perdede Rusya’nın o dönem sosyal sınıfları, sosyatedeki o dönem o dönem yalan ve iki yüzlü ilişkiler, askerler, bilim insanları, çiftlik ve toprak sahipleri. , soylular, köylüler, işçiler gibi insan grupları arasındaki ayrımlar, toprak reformu, tanrı, din İlişkisi, tarihi, siyasi, psikoloji, felsefik düşünceler yer alıyor. Yani çok fazla konuya ustaca değinilmiş. Tolstoy, bu romanı 1873-1877 yılları arasında, yani kendisinin orta yaş/ olgunluk döneminde yazmış ve baş şaheseri olarak adlandırmış, gerçekten de her ne kadar bitiremesem de okuduğum biyografisine ilişkin kitap ve iletişim yayınlarının çocukluğum, ilk gençliğim , gençliğim ( halen okumaya devam ediyorum) kitaplarında Tolstoy hakkında edindiğim bilgiler ışığında bu kitapta Tolstoy’un hayatından izler olduğu da çok açık.. Özellikle Levin karakteri ile Tolstoy’un kendisini yansıttığı düşüncesi yaygın. Özellikle Levin’in yanındakiler ile ava çıktığı sahneler, Anna nın yasal eşinden olan Seryoja ile olan ve erken kopan ilişkilerinin yansıtılışı, Levin’in din ve tanrı ile ilgili sorgulamaları bana da yazarın kendisine ait izlenim ve anılarına ilişkin olduğu izlenimini uyandırıyor. Ayrıca Yazarın kendi kardeşinin de veremden öldüğü düşünülürse, Levin’in ağabeyinin ölüm sahnesi ve tasvirin gerçekçiliği de yazarın kendi yaşamının izlerinden beslendiğini düşündürüyor. -Dikkat! Bundan sonrası olaylarla Ve kişilerle ilgili şahsi izlenimlerimi ve sürprizbozanları içerir- Bunların dışında, Anna her ne kadar sosyetede saygın, sevilen güzel siyah saçları toplu kolları, muhteşem fiziği, güzel ve mimiklerini iyi kullanan yüzü, zekası ve doğal olduğu gibi cesur tavırları ile hayranlık uyandıran , oğlu Seryoja’ya tapan ,üst kademede iyi bir konuma sahip kocası ile zengin , soylu, şanslı , sosyetenin göz bebeği , bir kadın olarak tasvir edilmiş olsa da, olayların ilk anlatılmaya başlanması ile aslında çok da mutlu olmadığı, hayatında dolduramadığı bir boşlukla yaşayan ve yasak aşkı , genç ve parlak subay Vronsky ile bu boşluğu doldurmaya çalışan ve bu konuda oldukça da cesur davranan ve sosyetedeki konumunu kaybeden ve toplumdan dışlanan bir kadın .. herşeyden önce aşk ve mantık evliliği ile ilgili kısa bir diyalog, olaylar yüz yıl öncesinde geçmesine rağmen ne kadar da güncel diye düşünmeme sebep oldu, zaman, dönem ne olursa olsun, insan hep aynı, gelgitleri, iç çalkantıları, pişmanlıkları, sevinçleri, düşünceleri , kusurları ile insan işte.. Anna’nın Vronsky’e aşık olmasından sonra kocasının kusurlarını daha çok farketmesi, hatta kocasının kulakları ile ilgili yorumu , insan zihninin çalışma şeklini yansıtması bakımından ne kadar da gerçekçi dememe sebep oldu. Anna nın ilk önce kocasının yasak aşkını öğrenmesine rağmen , sosyal statüsünü düşünmesi şaşırtıcıydı, sonrasında Anna’nın kocasının boşanmayı kabul etmesine rağmen Anna ‘nın suçluluk duygusu ile boşanmadan Vronsky ile yaşamaya başlaması, sonrasında kocasından boşanmayı istemesi hatta bu uğurda oğlundan tamamen vazgeçmesi ( buna rağmen kocası boşanmayı reddediyor) ve Vronsky den olan kızını bir türlü sevememesi Anna ‘ya öfke duymama yol açtı, hatta Tolstoy’un bu kısımlarda Anna yı yansıtırken biraz da haksızlık yaptığını düşündüm ve Anna nın ölümüne ilişkin sahneler bilerek eksik burakılmış gibi hissettim ki daha çok irdelenmesini isterdim . Okumayı daha da fazla ertelemediğim için memnun olarak ve dünya klasikleri arasında ilk sıralarda yer alan bu şaheseri iyi ki okumuşum diyerek sözlerimi bitiriyorum. İyi okumalar
Anna Karenina
Anna KareninaLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Yayınları · 201939,5bin okunma
··
21 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.