Vüs'at O. Bener'i kendisinden bir ay kadar önce keşfetmiştim ki yolumuz erkek kardeşi ile de kesişti. Hem de tuhaf bir rastlantı sonucu. O yüzden daha bir iştahla, merakla başladım kitaba, iyi ki de başlamışım. Kusursuz bir eser değil belki ama türk romancılığında farklı bir boyut, daha felsefi, Dostoyevski vâri. Daha çok karakter analizleri, isminden de anlaşılacağı üzere olaylardan, diyaloglarından ziyade iç seslerin yüksek olduğu bir eser. Kitabın bence doluluğu da bundan. Ne kadar yer yer yinelemeler olsa da beğenilecek cinsten. Sırf emek diyebilirim. Hatta ben arada o yinelemeleri de, yazarın arada unutup yazmış olabileceğini düşündüm. Düşünün ki üç karakter var üçüde sürekli konuşuyor ama içinde. Yazması zordur gerçekten allah sabrını vermiş demek diyorum. Ve bir de, evet okuyun! Okunması gereken bir esermiş, ben de o yüzden okudum :)