Okumak için geç kaldığım ama okuduktan sonra 'iyiki' dediğim kitaplardan biri oldu. Zeze'nin küçük olmasından kaynaklanan yaramazlıkları ve bunların karşılığında gördüğü dışlanma, muameleler ve tam da her şey güzel olacak derken hayatın bazı gerçekleriyle karşılaşması ve o derin bir şekilde duyduğu hislerini okudum ben bu kitapta. Eğitim ailede başlar. Aileden kaynaklanan birçok ekonomik, kültürel sıkıntılar olabilir. Ama bu eğitimin dayakla, sözel ve fiziksel şiddetle verilmeye çalışılması çok yanlış sonuçları beraberinde getirir. Zeze üzerinde de olumsuz birçok etkisini görmüş oluyoruz kitap sayesinde.
Zeze'nin yaşadıklarını, duygularını okurken alıp sevesiniz geliyor. Çünkü tek beklediği şey aslında sevilebilme duygusu. Sanki Zeze ile küçük bir kardeşinizmiş gibi bir bağ kurabiliyorsunuz. Bazen kızıyor, bazen gülüyor, bazen birlikte ağlayıp üzülüyorsunuz.
Küçük bir çocuğun gözünden o dünyayı görebilmek çok etkileyiciydi ve sonları çok hüzünlüydü. O çocukluğu, masumluğu, temiz kalbini kalbimde hissettim. Kitapta da dediği gibi, bilin ki kalbimiz kocaman olduğu sürece sevdiğimiz her şey içine sığar