Kitap gazeteci İbrahim'in çocukluk arkadaşı Hüseyin'in ölüm haberini alması üzerine memleketine gitmesiyle başlıyor. Batı geleneğiyle yetişmiş bir adamın doğasına dönüşü çok güzel vurgulanmış. Yazarın en beğendiğim yönü sanki kitabı karakter yazıyormuş gibi kitapla bütünleştirmesiydi. Kitap benim için bir dönüm noktası olan bir sözü vurguluyor: Merhamet, zulmün merhemi olamaz. Kitap boyunca bu sözün ne kadar doğru olduğunu anlıyoruz. Bu nedenle kitap hem gerçeğe hem de gerçeğin diğer yüzüne ışık tutuyor.