Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

314 syf.
9/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Mahşer nedir? Mahşer, dinsel inanışa göre, kıyamet günü dirilecek olanların toplanacakları ve günah/sevap defterinin açılarak hesapların kesileceği yere verilen isimdir. Mecazi olarak ise, büyük ve gürültülü kalabalıklar için kullanılmaktadır. Peyami Safa bu eseri için "Mahşer" ismini tesadüfen seçmiş değildir. Ona göre 1915-1916 yılları Türkiye için adeta bir mahşer yeridir. Kitabın baş kahramanı Nihad'dır. Nihad ismi de tesadüfen seçilmiş bir isim değildir. Tabiat, huy, bünye veya yaratılış demektir. Tabiat ve yaratılış kelimeleri Nihad'ın karakteri ve beklentileri için oldukça uygun kelimelerdir. Zira Nihad bir Çanakkale gazisidir. Çanakkale'de vatanı ve milleti uğruna savaşmış, yıkılmak üzere olan vatanını müdafaa etmek için canını ortaya koyarak onurlu bir duruş sergilemiştir. Gazi olduktan sonra ise, İstanbul’a dönmek zorunda kalmış, döndüğünde ise beklediği ilgiyi ve alakayı hem vatanından hem de vatandaşlarından görememiştir. Beklediği ilgiyi ve alakayı göremeyen Nihad, İstanbul'da açlık, sefalet, işsizlik ve yalnızlık içinde, gazi olmuş haliyle yeniden bir hayat mücadelesinin içinde bulmuştur kendisini. Onun için 3 yıl sonra geri döndüğü İstanbul tam bir hayal kırıklığı olmuş; artık riyakarlığın kol gezdiği, rüşvetçiliğin tabii bir hal aldığı, haksızlığın başını alıp yürüdüğü ve ahlaksızlıkları yapıp zengin olanlara saygı gösterildiği bir yer olmuştur. Bu hayal kırıklığı zamanla öyle bir seviyeye yükselecektir ki, hayatta kalmak ve vatanını müdafaa etmek için Çanakkale'de her şeyi yapan Nihad, kendisini intiharın eşiğinde bulacaktır. Birinci Dünya Savaşı, Osmanlı Devleti için çok sarsıcı ve yıpratıcı bir savaş olmuştur. Bu savaş hem devleti zayıflatmış hem de toplumsal olarak iyiden iyiye fakirleşmenin ortaya çıkmasına, ruhsal bunalımların patlak vermesine ve Peyami Safa'ya göre ahlakî çöküntülere yol açmıştır. İşte bu eser, Peyami Safa'nın bu ortamı bize hem akıcı hem de gerçekçi bir şekilde anlattığı eseridir. Kitabın bu konusunun yanında, içerdiği bir de aşk konusu vardır. Bu aşk, çalkantılı bir aştır. Nihad'ın aşık olduğu kadın Muazzez'dir. Muazzez ismi de tesadüfen seçilmiş bir isim değildir. Saygı duyulan, aziz bilinen, demektir. Muazzez de o dönemin şartlarında nadir bulunacak güzellikte ve düşüncede olan bir kadındır. Ne var ki, akrabası Seniha Hanım’ın apartmanında oturmaktadır ve Seniha Hanım çıkarları uğruna her şeyi yapan "ahlaksız" bir kadındır. Muazzez'i de kötü etkilemektedir. Bu arada Seniha ismi de "süs" anlamı taşımaktadır ve yine tesadüfen seçilmiş değildir... Seniha Hanım, Nihad ile Muazzez arasındaki ilişkiye rıza göstermez. Zira Nihad’ı kendi işleri için kullanmak istemektedir. Bu aşamada aşk galip gelir ve Muazzez, Seniha Hanım'ın apartmanından kaçarak Nihad ile evlenir. Ancak zamanla yoksulluk baş gösterince evlilikleri iyi gitmemeye başlar. Muazzez sefalete daha fazla dayanamayarak "apartman"a geri döner. Nihad ise bu terk ediliş karşısında intihar teşebbüsünde bulunur ama muvaffak olamaz. Acaba Nihad ile Muazzez mutlu bir yuva kurup huzur içinde yaşayabilecekler midir? Devamını merak edenler kitabı alıp okumalıdır. İntihar demişken, kitabın içerisinde Peyami Safa'nın intiharı anlattığı birkaç sayfa vardır ki, inanılmaz sarsıcı ve etkileyicidir. Ben böyle gerçekçi bir anlatım görmedim, desem yeridir. Bir insanın hangi şartlarda intihara sürüklendiğini ve intihar ederken ne düşünüp nasıl hareket ettiğini merak ediyorsanız, akademik kitapların yanında bu eseri de mutlaka okumalısınız. Son olarak, Peyami Safa, daha önceki incelemelerimde de belirttiğim gibi, hemen her romanında kendi düşüncelerini bir karakterin ağzından kitaba yerleştirmeyi ihmal etmez. Bu eserinde de sözünü ettiği konularla ilgili düşüncelerini "Mehmet Kerim Bey" karakteriyle okura sunmuştur. Mehmet Kerim Bey, Safa'nın kendisidir. Kitapta anlatılacak, değinilecek, üzerine sohbet edilecek, fikir belirtilecek veya tartışılacak çok fazla güzel konu var. Peyami Safa bu konuları kendi penceresinden edebi bir dille yorumlamış. Bütün bu konuların hepsine değinmem ve düşüncelerimi belirtmem mümkün değil. Zira dolu dolu bir kitap... Neticede, Peyami Safa'nın bu eserini de yine beğendim. Yalnızca kitabın orta bölümlerinde yer alan bazı olayların anlatımının zayıf kaldığını fark ettim. Bu kısımlar sanki Peyami Safa'nın kaleminden çıkmamış gibiydi. Buna karşın son bölümlerdeki anlatımlar ve psikolojik tahliller yine çok kaliteliydi. Okumanızı öneririm.
Mahşer
MahşerPeyami Safa · Ötüken Yayınları · 20202,129 okunma
··
684 görüntüleme
Neşe okurunun profil resmi
Eller Ay’a ben yaya; bir Peyami Safa eseri okuyamadım gitti:) Ortaokuldayken okuduğum Cingöz Recai’de kalakaldım. Ama o da boş değilmiş, Amanvermez Avni’den sonra ilk polisiye serimizmiş:)) Konuyu dağıttım değil mi? 😊 İncelemeni okuyunca özellikle vurgu yaptığın bölümleri merak ettim şimdi. Belki de bu kitabıyla başlarım. Gerek yazılı, gerek video yorumlarında ilk dikkatimi çeken net ve sıkmadan anlatımın oluyor. Öyle anlattığın içindir ki bu kitabı okuma listeme alıyorum. 😉 Eline sağlık Semih.
Semih Doğan okurunun profil resmi
Cingöz Recai'yi de ben okumadım henüz. Dağıt Neşe hocam. Konu senindir :) Peyami Safa benim olduğu gibi senin de görüşlerine ters bir yazardır. Onu okurken görüşlerini bir kenara bırakıp edebi karakterine odaklanırsan, mutlaka seversin. Bazı cümleleri ufuk açıyor resmen. Teşekkür ederim. İnsanları sıkmak istemiyorum. Zaman şu an en değerli şey. Gençler bilgiyi kısa ve öz cümlelerle almak istiyor. Uzun uzun yazınca ve gereksiz uzatınca işin gerçeği şu ki, kimse okumuyor. Tabii kısa yazacağım diye bazı gerekli noktalar da söylenmeden geçilemiyor. Tam olarak bu çelişkide bir cambazlık yapmaya çalışıyorum. Sizin nezdinizde takdir görüyor olmak da beni ayrıca mutlu ediyor :)
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.