BATI HİÇBİR ZAMAN MEDENİ DEĞİLDİ!!!Bu kitaba karşı bazı konularda sert çıkışlar yapacağım ama bunun sebebi tamamiylen kitabın gerçek yüzü ve edebiyatın ne kadar güçlü bir propaganda aracı olduğunu göstermek içindir. Ve de yazara karşı bazı çıkışlarım olabilir ama şunu da unutmayalım ki insanları sevmek zorunda değiliz ama edebiyatı ve sanatı medeniyetin en güzel meyvelerinden tatmak için sevmek zorundayız.
Daniel Defou'yu şahsen sevmiyorum ama bu kitap edebiyat için bulunmaz bir meyve.
İncelemeye başlamadan önce sizlere bu kitabın yanı sıra "Hay bin Yaksan" okumanızı tavsiye ederim. Tabi bunuda okuyun ama bu kitabın işlediği konunun orjinal ve gerçek halinide okunamız sizler için en faydalısı. Şimdi eleştirilerimize ve incelememize geçelim.
Bir ev düşünün, bu evin sahibi sizsiniz. Ve bu eve gelen insanlar doğal olarak bu evde ki kuralları sizden öğrenir, sizin sözünüzü dinler. Yani evde ki efendi sizsinizdir. Siz ne derseniz o olur. Mantiken eve sonradan gelen birisi size patronluk taslayamaz.
İşte bu kitabın propaganda aracı olduğu nokta bu. Gerçekten bu noktada batının tüm iğrençliği ortaya dökülüyor. Kitapta bir ada var ada da daha önceden bir yerli ve kabileler var, adaya sonradan bir adam geliyor ve bu yerlilere efendilik yapıyor. Mantiken adaya sonradan gelen kişi köle olur adanın sahipleri yerliler. Ama bu kitapta iş tam tersi.
Kitabın ana karakteri beyaz bir insan bu beyaz insanın altında bulunan bir siyahi adam var ve ismi Cuma. Bu ismin rast gele seçilmediğinin farkındasınızdır herhalde.
Bu beyaz adam siyahi adama bir şeyler öğretiyor, kısaca ona medeniyet getiriyor güya.
İşte kitapta ki iğrençlik burada; yazar açık bir şekilde avrupanın siyahi insanlara yapmış olduğu ırkçılığı ortaya üstünlükmüş gibi gösteriyor.
Bu yüzden sizlerin bu kitabın çok masum bir eser olduğunu zannetmesini istemem.
Tabi ki okuyun bu eseride ama kitabın gercek yazılma amacını asla unutmayın.
Batı hiçbir zaman medeni olmadığı gibi edebiyatta bile medeni olamamış.