Ömer Lütfi Mete'yi öncelikle rahmetle yad ediyoruz. Yaptığı işler, ortaya koyduğu fikirleri noktasında elbet takdir edilecek de eleştirilecek de yönleri olacaktır ama ben kitap özelinde üzülerek bir kaç hususu beyan etmekte faide olacağı kanaatindeyim. Yazarın kullandığı ağdalı dil ile neyi amaçladığını açıkçası anlayamadım. Tabi hüsn-ü zan edip dil noktasındaki tavrını kendisine bırakıp geçmeyi uygun görüyorum. Kullandığı tabirler noktasındaki cüretkar tavrı insanı üzüyor aslında. Mesela; Peygamber Efendimiz'i(sas) ısrarla peygamber diye nitelemesi , Hz. Adem'in (as) cennetten ihracını kovulmak diye nitelemesi ve bununla birlikte Hz. Adem(as) ile şeytanı yaptıklarından dolayı aynı kefeye koyup ikisinin muhalif bir tutum sergilemeleri neticesinde bazı yaptırımlara maruz kalmaları gibi bir savunma biçimini tercih etmesi hakikaten pes dedirtiyor. Demokrasiyi savunurken saltanatı kaba diye tabir edip bunun üzerinden bir söylem gerçekleştirmesi de cabası...Her şeye rağmen okunması mutlaka insana bir şeyler katacaktır.