Oldukça karmaşık bir kitabı daha geride bıraktık. Öncelikle hepimizin iyi olduğunu temenni ederek başlamak istiyorum. Bu karışıklık aslında konuyla tamamıyla yakından alakalı. Agatha Christie, şöyle bir düşünceyle başlamış: Ariadne Oliver adlı bir yazar vardır. Bir Cadılar Bayramı partisine katılmak için Woodleigh Common’a gider. Partide çok genç bir kız olan Joyce, arkadaşlarıyla cinayet üzerine konuşurken bir cinayete tanık olduğunu; cinayet işlendiğinde bunun cinayet olduğunu anlamadığını ancak daha sonradan bunun bir cinayet olduğunu fark eder. Bu cinayeti anlattığında kimse ona inanmayacaktır. Aynı gece kız bir cinayete gidince (bu arada bunlar 8-10 yaşlarında çocuk, haberiniz olsun da hikayenin mantığından) iş ciddiye biner. Kız boğularak ölmüştür. Adriene Oliver bu cinayetten sonra hemen de -nasıl olduysa de mi- çok yakın arkadaşı Hercule Poirot’a haber vererek olayı çözmesini isteyecektir. Devir değişse de işlenen cinayetler değişmez mantığıyla hareket eden Poirot ise geçmişte o çevrede işlenmiş cinayetleri araştırarak işe koyulacaktır ve gelin görün ki kitap öyle bir karmaşaya girecek ki, birkaç sayfalık not kağıdına baka baka toparlıyorum yazılarımı. Bence iyi bir kitabı geride bıraktık. Son sahneler sonrası biraz daha iyi bitti diyebilirim en azından. İyi akşamlar, keyifli okumalar dilerim..

Elmayı Yılan IsırdıAgatha Christie · Altın Kitaplar · 20211,477 okunma

·

52 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.