Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

367 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 saatte okudu
En iyi Hercule Poirot romanlarından birisi budur. Objektif gibi durmasa bile ben objektif olduğuma inanıyorum bu konuda. Bunun nedenlerini uzun uzun açıklayacağım, oldukça uzun bir inceleme olacak tabi kafamdakileri unutmazsam. Başlıyoruz: Konusu gerçekten oldukça ilgi çekici bir roman olmuştu bu. 350 sayfa Poirot için resmen biyografi niteliğinde bir eser, Agatha Christie’nin kitaplarını düşündüğümüzde ve 12 hikaye, bir önceki kitap İz Üzerinde kitabı gibi olsa da hikayeler çok farklı. Ben önce bu konulara değinmek istiyorum, sonra da konuların hikayeye göre ne kadar düşük seviyede kaldığını göstereceğim sizlere. Daha sonra uzunca bahsedeceğim konular ise kısaca şöyle. Hercule Poirot’un ismini aldığı gerçek Hercule’nin tam 12 görevi olduğu mitlerde anlatılır. Nemea Arslanı, Hydra Ejderi, Arkadia Geyiği, Erymanthian Yabandomuzu, Augeas’ın Ahırları, Stymphalia’nın Kuşları, Girit Boğası, Diomedes’in Kısrakları, Hippolyta’nın Kemeri, Geryoneus’un Sığırları, Hesperidlerin Elmaları ve Kerberos’un Yakalanması. İlk konu Nemea Arslanını Öldürmek ve Derisini Yüzmek üzerine. Hercule’e kuzeni Eurystheus tarafından verilmiş olan ilk görevdir. Nemea Aslanı, adından da anlaşılacağı üzerine Nemea yani Antik Yunan Kentinden adını alan bir arslan olup, dehşet saçmaktadır ve yine o dönemde bir hayvanı silahla öldürmek yasaktır. Hercule önce bir odun, sonra sırasıyla ok ve yay, bronz bir kılıç ile başarılı olamaz ve tabii hikaye bu ya saatlerce güreşirler ve güreş sonunda hayvanı boğarak öldürür. Gerisi de malumdur, Hercule tek başına postu yüzemez ve yaşlı bir kadın kılığında gelen Athena gelerek yardım edecektir. Peki, ilk hikaye nasıldı? Ah, tam bir hayal kırıklığı. Kayıp bir köpeği bulmaya çalıştık arkadaşlar. Gerçekten olayın özü bu, kayıp bir köpek. Yok Arslan gibiymiş, yok sahibi tam bir Arslanmış. Neyse dedim devam ettim, bir şey söyleyeyim iyi ki devam etmişim dostlar. İkinci hikaye Lerna Gölündeki Hydra Ejderini Öldürmektir. Nispeten çok tanınan bir varlıktır, birçok filme ve diziye konu olmuştur. Doctor Who sahnesi halen aklımdadır ama o filmde en çok beni etkileyen ve iyi olmasını dilediklerim Ağlayan Meleklerdir. Neyse, konudan uzaklaşmayalım. Hydra, 9 başlı bir ejderin adıdır. Ölümden sonraki dünya ile insanların dünyası arasında yer alır. Öldürmenin imkansızlığını ise kesilen her başının yerine yenisinin çıkması açıklar. Oldukça etkileyici varlıklar olduğunu kabul etmek gerek dostlarım. Üçüncü bölüm Artemis’in kutsal hayvanlarından Arkadia Geyiğini yakalamak üzerine. Altın boynuzları ve bronzdan toynakları bulunur. Yaydan çıkan oktan daha hızlı koştuğu anlatılır. Tahmin edildiği gibi o dönemin en kıymetli metalleri ve en hızlı teknolojisi olan ok ve yay bu efsaneye ithaf edilmiş. Dördüncü bölüm biraz daha karmaşık yapılmış, bunu da hak etmiş. Erymanthian Dağında yaşayan büyük bir yabani domuzu yakalamak üzerine bir görevdir bu. En dikkat çekici detay ise yaratığın canlı ele geçirilmek zorunda olmasıdır. Hikayede dikkat çekici detay ise Taksim Tüneli oldu sanırım benim için. Çevirmenin ekstra bilgide böyle bir örnek kullanması hoşuma da gitti tabii. Beşinci bölüm Augeas’ın ahırlarını bir gün içinde temizlemek üzerine kurulu. Aslında Ahır Temizliği olarak düşününce, ne kadar zor olabilir ki, gibi cümleler akla gelir ancak ultra temizlik multimanyakları bilir ki, bazen kendi odanızı bile temizleyip yeniden düzenlemeniz bile minimum 3-5 gün sürebilir. O yüzden küçümsememek gerek. Adı parlak anlamına gelen Augeas, Helios’un oğlu olup ülkesindeki en büyük ahırlara sahiptir ve bunları hiç temizlememekle ünlüdür. Bu görev Hercule’e verilerek aslında onun itibarı zedelenmek istenmiştir. Hercule ise Alpheus ve Peneus ırmaklarının yataklarını değiştirerek ahırları bir günde temizler. Altıncı bölüm ise Stymphalia’da yaşayan ve o bölgedeki insanların rahatını kaçıran kuşları kovmaktır. Tabii bunlar insan yiyen kuşlardır, normal olsa nasıl efsane olup günümüze kadar ulaşacak ki, değil mi? Hercule’nin görevi ise bunlardan kurtulmaktır diyebiliriz, kısaca. Yedinci bölümde Girit’e gidip Poseidon’un Minos’a verdiği azgın Girit Boğasını getirme görevi karşılıyor bizleri. 2 yerde karşımıza çıkan Girit boğasının burada Girit adasında halka zarar verdiği konu edilir. Hikaye aslında konuyla alakalı değil ama sondaki ‘zarar vermek’ kısmı kullanılmış ve gerçekten de beni çok etkileyen bir hikaye vardı bu sefer. Sekizinci bölümde Troya Kralı Diomedes’in insan eti yiyen kısraklarını yakalama görevini okuyoruz. Toplam 4 tane olan bu atlar kontrol edilmesi imkansız, vahşi ve insan yemeleriyle ünlüdürler. Büyük İskender’in atının bu atların soyundan geldiğine inanılmaktadır. Dokuzuncu görevde ise Amazonlar Kraliçesi Hippolyta’dan kemerini almaya çalışacak olan Hercule, Hera’nın ihaneti sonrası kadınların saldırısına uğrayan Hercule, kendisine ihanet ettiği Hippolyta’ı öldüre Hercule. Oldukça egzantirik bir hikaye olduğu gerçek. Onuncu bölüm Okeanos’un bir adasında bulunan üç gövdeli dev, Goryeneus’un sığırlarını çalma görevidir. Bunun için Libya çölleri aşılmalıdır ve Hercule güneşe ok atacaktır. Adanalılar gelsin. On birinci yani sondan evvelki bölüm ise Hesperidlerin (güneşin battığı yerin perileri) altın elmalarını getirme görevidir. Kitaptaki görev ise Rönesans döneminden kalma, içinde içki içenleri öldüren bir kadeh ile alakalı. On ikinci ve son görev ise Hades’in ölüler ülkesini koruyan Kerberos adlı köpeği yeryüzüne çıkarmaktır. Hikaye tabii çok daha farklı ama ben ana konuyu ve ilgimi çeken odak noktalarına değinmeyi daha uygun buldum. Hikayeler konulara göre neden zayıf kalıyor bunu da belirttim. Beklentiyi arttırmak pek olumlu geri bildirim sağlanmıyor bizlere. Hepimize mutlu geceler, keyifli okumalar dilerim..
Hercule'ün On İki Görevi
Hercule'ün On İki GöreviAgatha Christie · Altın Kitaplar · 2009641 okunma
·
118 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.