O son'a ne gerek vardı?"Küçüklükten beri bildiğim bir şey var. Hayat hepimizi, her birimizi kırıyor."
Gelelim 2021'in bitirdiğim ilk serisine, tabi yan kitabını saymazsak. Yazdığım en uzun inceleme olabilir uyarısını da başlamadan yapayım.
İkinci kitabın incelemesinde savaşın ilk perdesinin bittiğini belirtmiştim. Kitabın başlarında ikinci perdeye hazırlığı okuyoruz. Savaş kitabın sonlarında başlıyor ve bitiyor diyebilirim. Ama savaşa hazırlanmak da savaş demek değil midir zaten?
Herkesin bahsettiği o son'a gelirsek... Genelde incelemelerimi yazarken spoiler vermemeye dikkat ediyorum ama bu kitapta üstü kapalı konuşmak gerçekten de çok zor. Böyle bir sona ne gerek vardı gerçekten bilmiyorum. Daha iyi bir son olabilirdi. Seriye başlarken böyle bir son olacağı aklıma hiç gelmemişti ve bu durum çok da hoşuma gitti açıkcası. Sonunu tahmin edemediğim kitaplardan hoşlanırım, ama kitabı okurken böyle bir düşünce gelmedi de değil aklıma.
Karakterlere gelirsek zaten ilk iki kitaptan yazarımızın karakterlere tavrını çözmüştük. Hepsini gözden çıkarabilir bir edayla yazıyordu. Ya da çözmüştüm dersem daha iyi olur. Bunu da belirtmek istedim.
Ayrıca kitapta Tobias'ın ağzından okuduğumuz bölümler de var. O güçlü duvarın ardında neler olduğunu okumak çok hoşuma gitti. Sanki yan kitabında onun ağzından okuyacağımıza bir hazırlıktı. Kitabın sevdiğim yönlerinden biri de buydu.
Kitabın kapağı çok güzeldi. Üçü arasından en sevdiğim kapak bu olabilir. Ama yan kitabının kapağını da es geçmemeliyiz o da çok güzel. Hatta bu kapaktan bile...
Serinin bitişine -özellikle de sonuna- üzüldüm. En son Grishaverse'nin sonunda aynı hayal kırıklığına uğramıştım.
Ama kitapta Tobias'ı tanıdım. 2021'in ilk aşık olduğum erkek karakterini...
İncelememi bir sözle bitirmek istiyorum. Okuduktan sonra bana anlamlı gelen bir sözü. Aslında son gözümün önündeymiş.
"Tek bir seçim seni yok edebilir."