Ehl-i Sünnet âlimleri, hilafetin nass veya vasiyet ile değil, seçimle belirlendiği hususunda ittifak etmiştir.
·
2 görüntüleme
Bununla beraber Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi'ye göre halkın tamamının katıldığı, havassın da avam kadar rey sahibi olduğu bir seçimde seçilecek halifenin hilafeti sahih olur, biat etmek gerekir.
Hatta o bir faraziyeyle bu durumu izah eder: Türkiye'de müslümanlar kıyâm edip başarılı olsalar, bir idare sistemi belirlenecek olsa cumhuriyetin monarşiye tercih edilmesi gerektiğini söyler.
Şu kadar ki, devlet ahkâm-ı şer'iyyeyi tanırsa, halifenin kaza yetkisi olsa bu seçimle hilafet sahih olabilir. Bunun dışındaki durumlarda o hilafet sadece bir isimden ibarettir. Son halife olduğu iddia edilen Abdülmecid gibi.
Her ihtimale karşı bir istitrad koyalım.
Halife olacak kişinin belirlendiği seçim avama taalluk etmez, havassa taalluk eder. Ehli hal ve'l-akd adı verilen bir heyet adayları görür ve rey verir. En çok reyi alan aday seçilir. Yani bu seçim halkın tamamının sandığa gidip de bir adayı oylaması şeklinde olmaz. Râşid halifeler ehli hâl ve'l-akd tarafından seçilmiştir.
Bazı aklı gidikler -mesela Kâmil Miras- seçime halkın tamamının iştirak ettiği cumhuriyet tipi seçimin daha insanî olduğu, râşid halifeler zamanında halkın bugünkü olgunlukta bulunmadığı, o sebeple havassın avam yerine seçim yaptıkları iddiasını serdetmek gibi cinayetler işlemişlerdir. Allah affetsin. Halbuki cumhuriyet mutlak bir cumhuriyet değilse, halk yine kendi işlerini kendi seçtikleri havassa (çoğunlukla bunlar avam olur) devretmektedir. Halkın ne derece olgunlaştığını(!) kendilerini temsil etsin diye seçtikleri kişilere izanla bakarak tespit edersiniz. Velhasıl biz burada dört halifemizin sünnetine yapışmaya memuruz.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.