Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

192 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Yıllardır kolilerde duran kitapların arasında tesadüfen bulmuşrum simyacı'yı. Mevlânâ'nın ünlü eseri Mesnevi'de olan bir öyküden yola çıkarak yazılan bir roman olduğunu öğrenince merak edip başladım okumaya. İspanya da yaşayan genç bir çoban olan Santiagonun öyküsüyle başladı kitap ve kendisini bir hazinenin beklediğini öğrenip epeyce uzun olan yolculuğuyla devam etti. Yolculuğa çıkıp çıkmamak konusunda bile emin olamazken bir anda kendini hiç bilmediği bir şehirde bulmuş ve bütün parasını kaybetmişti. Geri dönecek parası bile olmayan delikanlı, bir billûriye dükkanında çalışmaya başlamış ve aylarca coşkusunun karşılığında, geri dönüp bir sürü koyun alacak kadar parası olmuştu. Ayrılık vakti gelince, ona işaretleri görmesi ve vazgeçmemesi gerektiğini söyleyen kral Melkisedek'in verdiği taşları görerek hayat menkıbesini bulmaya devam etmesi gerektiği fikriyle bir çöl yolculuğuna başladı. İlk defa simyacı ismini yolculukta tanıştığı bir ingilizden duymuştu. Ona göre simyacı herhangi bir cismi altına çevirebilen bilge bir insandı. Okuduğu kitaplardan bildiği kadarıyla mısıra yakın bir vâhâ da yaşayan bir simyacı vardı. Ne olursa olsun bu simyacı için, aylarca sürecek olan bu yolculuğu yapacaktı ingiliz. Santiago, yolculuğu boyunca evrenin dili olduğuğunu anımsadı ve bu dilin; canlıların, sözcüklere gerek kalmadan anlaşabilmesiydi ona göre. Bir deveciden ânı yaşamayı öğrenen delikanlı, hurma ağacı ve çadırların olduğu şehre varınca, evrenin diline olan inancı ve cesareti sayesinde simyacı onu buldu. Onun kişisel menkıbesini bulmasına yardim edecek ve onu mısır piramitlerine götürecekti simyacı. Delikanlı zorlu geçen yolculuğunda çöl, rüzgar ve güneş ile evrenin dilini konuşmayı başarmış ve hayatını kurtarmıştı. Yolun sonuna gelip piramitlere ulaştığında mutluluktan gözyaşlarına boğuldu. Yüreği ona ağladı yere dikkat etmesini ve hazinenin orada olduğunu söylemişdi. Yüreğini dinleyen delikanlı bulunduğu yeri kazmaya başladı. Ne kadar kazarsa kazsın bir türlü hazineyi bulamayan delikanlı, bir anda arkasında iki yabancı hissetti. Onun para sakladığını düşünen adamlar kazdığı yere iyice baksalar da hiçbir şey bulamadılar. Sonunda öfkelenerek delikanlıyı iyice döven adamlar oradan ayrılırken biri, ona aptal olmaması gerektiğini çünkü kendisi de iki yıl önce burada iki kere aynı düşü gördüğünü ve düşünde İspanya da onun da bir hazine bulacağını söylediklerini fakat kendisinin bir rüya için onca yolu aşıp eli boş dönecek kadar aptal olmadığını söylemişti. Hazinenin eskiden yaşadığı yerde olduğunu anlayan delikanlı mutlulukla geriye döndü ve hazinesine kavuştu. Anlatılmak istenen belki de; Her insanın bir hayat hikayesi olduğu ve bunu öylesine bir felsefe olarak görmeyip bir arayış içinde olanların sonunda hiç beklemedikleri sürprizlerle karşılacak olduklarıdır. Kim bilir belki birgün kendi kararlarını "kendisi" alan insanların yaşamın çok farklı bir boyutunu görmesiyle anlaşılır hayat menkîbesi..
Simyacı
SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2023206,5bin okunma
·
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.