Kitabı biraz yavaş okudum. Algılamam, algıladığımı anlamlandırmam uzun sürdü. Ara verip, yazarın varoluşçuluğuna göz attım. Sartre'ın, varoluşçuluğunda ilk olarak görülen, insanın önceden-tanımlanmamış bir varlık olarak ele alınmasıdır. İnsan kendi yaşamını ya da tanımını kendi kararlarıyla verecektir. İnsanın içinde bulunduğu koşullar içinde yaptığı tercihleri onun kim olacağını ve ne olacağını belirler. Bu, "varoluş özden önce gelir" sözünün anlamıdır. Özellikle “Bir Yöneticinin Çocukluğu” hikayesi bu savunduğu fikre net bir örnek oluşturuyor. Oldukça çarpıcı, şaşırtıcı ve dolu dolu hikayelerden oluşan bir kitap. Kitaba ismini veren “Duvar” öyküsü idama mahkum edilen bir cumhuriyetçinin ölümü bekleyişini anlatır. Tüm hikayeleri sarsıcı ve etkileyici bulduğum bir kitap.