Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

190 syf.
5/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Onca hikayelerden sonra neden yazılmıştır örneğin bu kitap? Mario Levi okuyucuya soruyor ben de Mario Levi’ye bu soruyu. 190 sayfa boyunca ne anlatmak istediniz diye bir soru daha sormak istiyorum da o da bana; “81 tane alıntı yaptığın kitaptan hala bir şey anlamadın mı “ diye soracak diye korkuyorum. Vallahi o 81 alıntı gönlümün ruhumun bir yerlerine dokundu da hocam, kitap genel anlamda bana bir dokunamadı desem, mantıklı bir cevap olur mu ki? Adından yola çıkarak bir aşk hikayesi okuyacağımı düşünerek korkup, yıllardır okumayı ertelediğim kitapta aslında tam manasıyla bir aşk hikayesi okumadığıma sevinmeliydim. Öte taraftan, kahramanın iç sesleri, tasvirleri de hoşuma gitmedi değil. Uzun uzun bitmeyecek galiba bu cümle dediğim yerlerde de çokça yoruldum. Yahu bu adam kime aşık, aşk yaşadı mı yaşamadı mı, gerçek mi hayal mi bunlar arasında da sıklıkla gidip geldim. Aradığı sevgiliyi buldu mu, ya ne zaman buldu, buldu da şimdi nereye gitti soruları içinde kıvrandım durdum. Sorular sorular sorular tıpkı yazarında dediği gibi. Kitaba başlamadan önce yazarla ilgili çok olumlu şeyler okudum ve çok da sevilen bir kalem. Belki de ilk kitabı olan bu eserinde sıkıntı vardır belki de bendedir sorun. Zaten illa herkesi seveceğiz diye bir şartta yok değil mi? Geçtiğimiz hafta, Şubat okumalarım bitti, yarım kitapla yeni aya başlamak da istemiyorum, elim de boş kaldı, bari çerez bir kitap okuyayım diye düşünürken, iki gün içinde elime alır biraz tv, biraz iş, biraz telefon, biraz uyku, biraz keyif, biraz da okuma zamanı ile bitiririm kesin diye düşündüğüm kitap elimde beş gün kaldı. Beş gün boyunca yazar aradı aşkını ben de aradım onun için... O aradı ben aradım, o aradı ben aradım. Sonunda bulamadık bittik. Ya da ben bulamadığımızı düşündüm. Bir an evvel bulayım yazarın aradığı aşkı, "gel bak burda al aha işte " diyeyim diye uğraştım durdum. Olmadı üzgünüm. Bu arayış içinde de çokca sıkıldım. Gerçi ben aşk kitaplarını sevmediğim gibi, arkadaşlarımın romantik aşk hikayelerini dinlerken de sıkılırım. Yani dinlerken derken böyle melankoliye bağlanmasından, fazla romantikleştirilmesinden, pembeleştirilmesinden ya da karartılmasından hoşlanmam. Şöyle normal günlük hayat gibi anlatılamaz mı bu? Yaşanamaz mı? Belki de bundan sevmeyişim kitabı kimbilir. Kitabın başında da diyordu aslında yazar “gerçek aşk hikayesini henüz kimse yazamadı” diye işte o vakit anlamalıydım“hiç yaşanmamış bir aşk” olduğunu. Anlamalıydım ya anlamadım işte. Nazım Hikmet de dediydi oysa “En güzel hikaye henüz yaşanmamış olandır” diye…
En Güzel Aşk Hikayemiz
En Güzel Aşk HikayemizMario Levi · Afa Yayınları · 199262 okunma
·
214 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.