Kitabı birkaç saat önce bitirdim ve hâlâ Sylvia'yı düşünüyorum. Esther karakterini okuyucuya tanıtırken kendisini bu kadar yansıtması... Yaşadığı manik depresif durum ve sonuçları... Okudukça bir yandan aklıma Tezer Özlü'nün de gelmesi...Sylvia üzerine konuşacak o kadar çok şey var ki... Onu neden bu kadar çok sevdiğini sanırım biraz da olsa anlayabildim.
Kitabın son kısmında bahsediyordu, 8 yaşında babası için yazdığı şiirde,
"Yumuyorum gözlerimi,
Yıkılıp ölüyor dünya"
Bu satırlarını okurken, benim ise aklıma elektroşok tedavisi için doktor Nolan ile yaşadığı diyalog geldi Esther'in. Orda şey diyordu doktor elektroşok için. "Uykuya dalmak gibi bir şeydir." Oysa o hiç öyle hissetmemişti.
Sylvia Plath ile daha fazla geç kalmadan, sayende tanıştığım için teşekkür ederim. Ve Sylvia'yı, yine bu kadar güzel bir yazıyla anlattığın için de teşekkürler. Kalemine, yüreğine sağlık.