Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

190 syf.
7/10 puan verdi
·
7 günde okudu
İskender Pala’nın şiirsel anlatımıyla İstanbul’un eski zamanlarına gitmeye ne dersiniz? Bol resimli, İstanbul’un tarihi ve edebi dokusuna eşlik eden doğal güzellikleriyle farklı bir okuma oldu benim için. İstanbulcunun Sandığı aslında gezi yazısı, anı ve tarihi anlatı temelli olarak ilerliyor diyebilirim. İstanbul aşığı olan İskender Pala’nın bazı bölümlerde kaynakçalar paylaşarak ve meşhur şairlere atıf yaparak kaleme aldığı kitap, İstanbul’un eski dönemlerine değiniyor. Bizantion, Konstantinopolis gibi bildiğimiz İstanbul adlarına, İstanbul’un fethine, Haliç’in güzelliğine, Rumeli Hisarı’nın yapılışına kadar birçok konuyu işliyor. Kitap aynı zamanda İstanbul’un eski günlük yaşantısına ve insanlarına ışık tutarak ilk güzellik yarışması, ayyaşlar bayramı, ilk kahvehane gibi konuları ele alıyor. İstanbul’un “İstanbul” olduğu zamanlarda bir yolculuğa çıkartarak şehrin hikayesini gösteriyor. İstanbulcunun Sandığı da bu noktada ortaya çıkıyor aslında. Rızık kaygısıyla İstanbul’a iş bulmaya gelen İstanbulcuları ve sandıklarını -yani bavullarını- ifade ediyor. Kitabın sonunda kendisi de İstanbulcu olan İskender Pala’nın 10 Ocak 1977 yılında İstanbul’da geçirdiği ilk günü, şehirle tanışması ve İstanbul’a hayran kalışı anlatılıyor. Kitapta kullanılan biçeme gelecek olursam, zorlandığımı itiraf edebilirim. Divan Edebiyatı’nı seven ve bu konu üzerine eserler veren İskender Pala’nın şiirsel dili ilk başta sizi zorlayabilir. İlerleyen sayfalarda daha yalın ve anlaşılır bir dili tercih eden yazarı okurken pes etmemek önemli. Bir ek olarak da konuların daha derinlemesine işlenmesini isterdim. Bölümler kısa kalmış, tam konunun içine girip biraz daha bilgi edinecekken yazılar sona eriyor. Yine de okumaya değer bir kitap, tüm İstanbul aşıklarına öneririm.
İstanbulcunun Sandığı
İstanbulcunun Sandığıİskender Pala · Kapı Yayınları · 2014624 okunma
·
107 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.