Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

68 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
İnsanlar ne kadar etkilendiklerini anlatmak için hangi kelimeleri seçiyorlar? Bir şeye karşı olan ilgimizi aktarmak için hangi sözcüklerden faydalanmalıyız? Nereden başlayacağımı bilmemekle birlikte şu satırları iliştirmek istiyorum “Sana, beni asla tanımamış olan sana” bir “bilinmez” kadından. Yalnızca bir’i tarafından bilinmek için bilinmek, birinde bilinirlik kazanma adına hayatını tekleştirmiş. Bu kadar az sayfaya bu denli yoğun duyguları sığdırabilmeyi de yapsa yapsa Zweig yapardı. Kitabı okurken kulaklığımı takıp Carla Morrison – Disfruto’yu döngüye almak yaptığım en iyi şeylerden birisiydi sanırım. Bu kadar az hacimli bir kitabın olabildiğince çok satırının altını boyadım, cebime cümleler kattım. Kitap değerlendirme/yorumlama kısmı üzerine pek bir şey söyleyemeyeceğim, haddime olan bir konu değil her şeyden ziyade. Bir okur olarak kitabın büyüsüyle birkaç satır iliştirmek niyetindeyim yalnızca. Yaylada, dağın başında ışığın azlığından gökyüzünün berrak, yıldızların çıplaklığı altında başka bir dünyanın içine dalmış bir insan olarak. Daha önce okumuş olmama rağmen -neden öncesinde bu kadar etkilendiğimi bilemeden- kendimi bir duygusallığın içine bıraktım. Umarım bu satırlarda gözleri dolaşan sizlerin de hayatınızda izler bırakan satırlarla, kitaplarla kesişir yollarınız. Bir hikayenin bilinmezi olan tek tarafı, taraf mı olunmalı illa onu da bilmiyorum. İçerisinde pek çok durumu barındırıyor, bunun üzerine oturup sohbet etmek isterdim sevdiğim insanlarla, çünkü sormak istediğim çok soru var; birkaçını iliştireyim, okuyanlar da aynı sorularla boğuştu mu merak içerisindeyim. Henüz çok taze, çok ham zihnime kurulmuş olan bu başka oda. Kim ister bu tür bir hissiyata düşmeyi? İlgili mektubu alan mı olduk hayatımızda veren mi? Bu kadar kendinden vermek, ne kadar sağlıklı? “Aşk” dediğimiz duygu yoğunluğunun hangi boyutu burada ele alınan? Hayatta örnekleri de olan bu duruma düşen insanlar, bir hayalet edasıyla aramızda dolaşıyorlar belki de. Zihnimizde yarattığımıza mı tutunuyoruz yoksa gerçek olanın mı peşindeyiz? Peki ya başka türlü olsaydı, bu ‘aşk’ neye benzerdi, neye dönüşürdü? Bilinmeyen bir kadınımız, bilinene dönüşseydi, kendisi de hazır mıydı? Sevginin altında kalkılabilir miydi onca yılın büyütülmüşlüğü ile gibi nice sorular..
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022225,1bin okunma
··
33 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.