Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Seni yendim!
"Dağlar beni çağırıyor. Ve ben gitmeliyim.'' (John Muir) El Capitan'ın da içinde olduğu doğal çevreyi dünyadaki ilk milli park olarak insanlığa kazandıran Doğa Bilimci 'usta'ya ithafen... Konuyu incelemeye başlamadan o tarihi ana tanıklık edip, Alex'in tırmanışını filme alan yapımcıları dinlemeli derim.. youtube.com/watch?v=dtnjRoD... Ve sonra da Alex, ''Merhaba, siz dostlara hayatımın en iyi otuz dakikasını anlatmak istiyorum.,'' dediği en iyi dakikalarının psikolojik ve felsefi kısmını izlemeli .. youtube.com/watch?v=6iM6M_7... Merhaba dostlar, videolar uzun sayılır ve sonra da izlenebilir ama bittiyse inceleme kısmına geçebiliriz. Aslında buna kitap incelemesi demeyelim de, belgesel videolar, konu hakkındaki kişisel bilgiler ve biraz tercümelerden yakaladıklarımızı bir araya getirip, anlatıcılardan da toparlanabildiği kadarıyla bir macerayı kutsama, bir teşekkür, bir 'görev' diyelim. Hepimizin hayatında zaman zaman zirvelerimiz olmuştur mutlaka, ama bizim zirvelerimizi anlıktır, onu yalnızca zirvede iken hissederiz. Bu uğraş ise zirveyi tüm duyularıyla yaşayanların dünyasıdır, zirve burada bir yaşam biçimidir. Hepinizin aklından geçen o soruyu ben sorayım: ''O küçücük çıkıntıya tutunamazlarsa ne oluyor?'' Cevap çok basit: Yerçekimi, düşüyorlar. Neyse ki tırmanış ekipmanları var ve bu tırmanış esnasında o taşlara çaktıkları ve kendilerini bağladıkları halatlara hayatlarını emanet ediyorlar. Bazıları hariç: Alex Honnold. Kendisi, tüm o can güvenliğini sağlayan ekipmanları kullanmadan, yalnızca çıplak elleri ile 914 mt. lik düz granit bir duvar olan Yosemite milli pakındaki El Capitan'a tırmanan dünyadaki ilk ve tek kişi. Bu tür tırmanışlara 'Serbest Solo' adı veriliyor ve dünyanın en tehlikeli uğraşlarından biri. Peki serbest solo yaparken düşenler?. -Çok fazla ölen var. Alex o güne kadar binden fazla serbest solo tırmanışı yapmış ve her tırmanıştan sonra onu girdap gibi çeken El Capitan duvarının önünde bulmuş kendini. El Capitan.. önünde dikilen her canlıya meydan okurcasına yükselen kocaman bir duvar. Dağcılar için, -yüz milyon yıl önce oluştuğu sanılan- dünyanın en etkileyici kayası; tamamen kaygan ve tek parça granitten bir kaya formasyonu. Mezozoik zamanın yeryüzüne armağanı olan en büyük yekpare kütle. O yüzden ona şef ya da kaptan anlamına gelen ''El Capitan'' diyorlar. Alex oraya her geldiğinde bu devasa kütleyi hayranlıkla izlerken her seferinde "yok artık" demiş... *Bu hikâye sadece korkularına meydan okuyarak tüm bu imkansızı başaran dağcıların hikayesi değil, biraz da, onların aşmak için gözlerine kestirdikleri 'dağ'ın da hikayesi; çünkü hepimizin hayatında böyle aşılması çok zor gibi gözüken 'dağlarımız' var. Ve karşımıza çıkan 'granitten' engeller... Bu dağcıların hayatına ve o engelleri aşmak için kullandıkları tekniklere ve her birinin azmine bakarak biz de kendi hayatımızın, kendi yolumuzun engellerini aşmayı başarabilir miyiz sizce de?. El Capitan'a klasik stilde ilk kez 1958'de Warren Hardwing ve rekabet arkadaşları George Withmore ve Wayne Mary tırmanıyor, güvenlik ekipmanları ile yapılan o ilk tırmanış ne kadar sürmüş biliyor musunuz? 47 gün. Alex ise aynı yeri 3 Haziran 2017'de 3 saat 57 dakikada tırmandı. Geçtiğimiz yıllarda Tomy Coldwell, Kevin Jorgeson ve 2020'de ilk çıkan kadın sporcu olarak Emily Harrington da bu işi başarmış. Ancak Alex Honnold'u diğerlerinden ayıran özellik onun serbest solo denilen teknikle bunu başarabilmiş olması. Yani hiçbir güvenlik ekipmanı olmadan; halatsız, emniyet kemersiz.. Alex, Bunu sadece korkusuz ya da çok yetenekli olduğu için değil, geçmişte aynı engelleri aşmaya çalışanların tecrübelerini ve yanılgılarını çok iyi analiz edebildiği için de başardı. Buraya onun bu tırmanış hikayesini anlatan ve en iyi belgesel oskarını kazanan videoyu bırakıyorum. youtube.com/watch?v=QUxFrvH... Alex, konuşmasında 2009'dan 2017'ye kadar sekiz yıl boyunca her yıl oraya serbest solo tırmanış yapma hayaliyle geldiğini anlatıyor. Ama her seferinde gözü korkuyor ve ''belki de bizim neslimiz bu iş için henüz hazır değil..'' diye düşünerek vazgeçiyor. *Ama 'Henüz hazır olmamak' böyle bir uğraşta geçmişe dönüp eski duayenlerin başarı ve yanılgılarını tekrar tekrar incelemeyi gerektiriyor.. Belki de bizim tecrübelerimizin de eklenerek gelecek nesillere aktarılması gerekecek ve onlar ancak bu birikimleri kullanarak böyle bir engeli aşabilecekler. Ve demek ki karşılaştığımız engelleri aşmaya çalışırken, daha önce aynı engelleri aşmaya çalışanların; aşabilenlerin ve aşamayanların hikayesini çok iyi öğrenmemiz gerekiyor, çünkü onların bu tecrübeleri aslında bizim için bir çeşit harita. İşte Alex de, ''eğer bu dağa tırmanacaksam, çok iyi bir haritaya ihtiyacım var diyor, bu harita sadece öyle basılı bir yol haritası değil, daha çok, büyük bir engeli aşmadan önce zihinlerimizde oluşturmamız gereken bir harita; parkurun en zorlu kısımları nerede? bu kısımlar daha önce nasıl aşılmış?. Eğer bu sorunlar üzerinde yeterince düşünürseniz o iş hakkında bir strateji oluşturmuş oluyorsunuz. Alex El Capitana bu en büyük hayali olan serbest solo tırmanış, yani tek başına tırmanabilmek için elbette başkalarına ihtiyaç duyuyor. Bu zorlu tırmanışa hazırlanırken oraya defalarca tırmanmış usta dağcılarla birlikte çalışıyor.. İşin zorluğunu şu kelimelerle anlatıyor Alex'in gençken idolü olan Tony Caldwell: ''Olimpiyatlara katıldığınızı düşünün. Tek şansınız var ve altın madalaya kazanmak zorundasınız. Eğer kazanamazsanız ölüyorsunuz.'' Kendisi yirmi yıl boyunca oraya her rotadan ve her teknikle tırmanmış ama asla serbest solo yapmaya cesaret edememiş. Ama kendi birikimlerini, ancak hayal edebileceği bir tırmanış için Alex'e veriyor. Herkesin kendi başına üstesinden gelemeyeceği engelleri vardır. İşte o engelleri küçük takımlar oluşturarak aşmaya çalışmak, bir takım olabilmek ve bir takımı tek bir kişide yaşatmak.. *Dayanışma bazen rekabetten önce gelir. Alttaki sıralı videolar izlerken tepenizden ayaklarınıza doğru adrenalin akımını hissedeceğiniz, bu tırmanışa ait en riskli bölgeleri gösteren daha kısa videolar. Sizi videoları izlemeye davet ediyorum arkadaşlar, ama dikkat bağımlılık yapar! :) 1. youtube.com/watch?v=blfR33D... 2. youtube.com/watch?v=tnRoda7... *Tabi ki sadece zihinde yapılan bir hazırlık yeterli değil, önümüzdeki engelleri aşmak için fiziksel olarak da hazırlık yapmanız gerekiyor. Diyelim ki karşınızdaki engelle ilgili çok ayrıntılı bir zihinsel haritayı oluşturdunuz, probleminizin en stratejik noktalarını belirlediniz, bu noktaları aşabilmek için çok fazla pratik yapmak gerekiyor. Örneğin bir topluluk karşısında konuşmak mı istiyorsunuz?, defalarca prova yapmalısınız. Girdiğiniz bir sınavda başarılı mı olmak istiyorsunuz?, zayıf olduğunuzu düşündüğünüz noktaların üzerine gitmelisiniz.. Alex El Capitan'nın dağcılarca belirli yerlere verilen Master Offwidth ve Hollow Flake gibi bazı yerlerini on kez, Enduro Köşesi gibi (videolarda markalanmıştır, görebilirsiniz) bazı yerlerini kırk kez tırmanmış hazırlık yapabilmek için. Önce bu zor olan noktaları aletli geçmeyi denemiş. Tırmanış rotasının stratejik olarak en zor yerinde bir 'Boulder kaya problemi' var. Tam burada tek bir parmakla tutunmak zorunda olduğunuz yerden karşı duvara geçmeniz gerekiyor, bunun içinde ya atlamak ya da 'karate tekmesi' denilen bir hamle yapmak gerekiyor. İşte sadece bu stratejik noktayı, aşabilmek için tam atmış farklı kez tırmanıp orada egzersiz yapmış, kendini hazırlamış, vücudunun tüm hareketlerini bir dansçının koreografisi gibi programlanmış. *Buradan çıkartacağımız ders hiç de orjinal değil, tersine oldukça klişe, çünkü doğru; evet, engelleri aşmak, problemi çözmek için çok çalışmamız gerekiyor.. Bununla ilgili olarak Alex şöyle diyor; ''Herkes mutlu ve rahat olabilir. Ama mutlu ve rahat olarak dünyada iyi bir şey yapılmaz. Mutlu ve rahat olduğu için büyük bir şey başaran kimse yoktur.'' 'Alex seviyesi', El Capitan'a yalnızca serbest solo ile tırmanabilmeyi başarı sayıyor, oysa bu hikâyedeki o 'binlerce otuz dakikalar'ın her saniyesi, yani o zirve meselesinin kendisi başlı başına bir başarı değil midir? Peki neden bazı insanlar böylesine meydan okumalara girişiyor? Alex'e göre bunun cevabı kendisinin çok korkusuz birisi olması değil, çünkü o da korkuyor. Çok yetenekli olması da değil, çünkü onun kadar yetenekli pek çok dağcı olduğunu düşünüyor. Ona göre kendisinin en büyük farkı bunu yapmayı çok istemesi. Hem de herkesten daha çok.. ''Bizler hiçbir şeyiz, aradığımız ise her şeydir.'' der Alman şair Hölderlin.. Hepimizin bir 'herşeyi' vardır, Alex için o her şey ona meydan okuyan El Capitan'dı. *Her meydan okumanın 'bir' galibi olur. Bu hikâyede de öyle oluyor; dağcılara meydan okuyan El Capitan'a karşılık vermeyi herkesten daha çok isteyen Alex, tamamladığı serbest solonun sonunda duvarın kenarında tek başına dikiliyor ve bir an geldiği yere bakıyor. Bence gerçek meydan okuma bu. Ve anlamı çok açık: ''Seni yendim.'' Meydan okuyanlara...
Duvarda Tek Başına
Duvarda Tek BaşınaAlex Honnold · Kronik Kitap Yayınları · 202030 okunma
··1 alıntı·
402 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Caner the CahilBender okurunun profil resmi
Severim. The Soul of El Capitan ⛰️🏔️⛰️
merih okurunun profil resmi
🙋🐾🧿
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.