Post-modernistler, aydınlanma ve modernite geleceğine karşı çıkarken, epistemolojik olarak aklın ve bilimin belirleyici konumunu reddederler. Aydınlanma geleceğinin tersine, insan aklının sınırlılığına işaret ederek, aklım ve bilimin evreni, doğayı, toplumları ve tarihi tam olarak açıklamaya yetmediğini ileri sürerler. Böylece dinsel dogmalar ve teolojik literatür bilimle aynı düzeye yükseltilir.