Erkeğin, bedenselliğe indirgenen kadına (öteki cins) salt cinsellik temelinde yaklaşmasının altında gizil motivasyonlar saklıdır. Beauvoir`e göre, kadının böylesine “fizik” i bir varlık olarak gözüküşü, erkeğin içinde bulunduğu durumun onun, hayvansı yanına büyük bir önem vermeye zorlamasındadır. Kadının eti, erkeğinkinden daha bağırgan değildir; ama o bu etin en küçük mırıltısını kollar ve büyütür; şehvet tıpkı acının yakıcılığı gibi, şu anı yaşamanın en keskin örneğidir. etin tutuşmasının dışında kalan her şey bir hiçtir; yine de kadın, bu kısa süreli tanrılaşma sırasında doyumsuzluk lüksüne sahip değildir. sonuç olarak kadının, anlık yaşamın zaferlerine böylesine değer verişi elinde bundan başka bir şeyin bulunmayışındandır. Cinselliğin sıradan bir itki olmadığını farketmenin önemi üzerinde duran Beauvoir, kadının bedene indirgenen bir varlık olmaktan kurtulabilmesi için cinselliğin toplumsal normlardan azade olması gerektiğini belirtir: “Erkekte tıpkı kadın gibi etten kemikten yapılmış, dolayısıyla edilgin, hormonlarının ve türünün oyuncağı, arzularının kurbanı, kaygılı bir varlıktır; ve kadın da, tıpkı onun gibi, aşk ateşinin göbeğinde yalnızca bedensel bir rıza, bile bile kendini sunuş ve etkinliktir; ikisi de, kendi başlarına, kendilerine özgü bir biçimde, insan vücudu haline gelmiş varlığın garip iki anlamlılığını yaşamaktadırlar o anda.” Dolayısıyla cinsellik edimi Beauvoir' ın da yorumladığı gibi, kadın ve erkek arasında bu şekilde cereyan eden halini, yani, aynı türün iki farklı cinsi arasında gelişen en dolaysız iletişim şekli olarak varlığını tekrar geri kazandığı an, kadın bedeni cinsel politikaların aygıtı olmaktan kurtulabilme imkanı kazanacaktır.

Kadın - İkinci Cins 1Simone de Beauvoir · Payel Yayınevi · 1993529 okunma

·

205 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

özgür koç