Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

365 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
"Sizi öyle değil, bilmeyerek sevdim; ..
Lise tâlebesi iken o yıllarda edebiyat öğretmenlerimiz bize dönem ödevi verirdi.Ne okuyacağımı bilmeden o dönem âlakası yok ama Alpay 'ın "Eylül de Gel"şarkısının etkisinde iken sırf başlığın etkilenerek içeriğinden bihaber aldığım bu kitabı uykusuz geceler geçirerek bir nefeste okuduğumu söyleyebilirim. Romanda Suad'ın kocası Süreyya ile Necip arasındaki imkânsız aşk; Suad’ın Necibe duyduğu aşk ile kocasına karşı duyduğu sadakat arasında kalışı ve Suad’ı intihara sürükleyen çatışmalar muhteşem eylül tasvirleri ile akıllarda silinmez etki yarattığını söylemek mümkün. Ahlaki değerleri, dostluk ve sadakat duyguları ile duygusal yönden masumane ilerleyen fiziksel temasa meyil vermeyen Necib ve Suad arasındaki aşk, Mehmet Rauf' un ruhsal çözümlemeleri ve duygularının derinliğini anlatması bakımından Türk edebiyatında önemli eserlerden sayılır. Suad, Necib’le imkânsız aşkı yaşarken eylül ayının gelmesiyle birlikte bu ayla kendi hayatı arasında bir benzerlik olduğunu fark etmiştir. Kendi hayatının da eylülü gelmiştir. Eldeyken değeri bilinmeyen her güzel şey sararıp savrulan yapraklar gibi uçup gitmektedir. Suad’a eylül ayı tabiattaki ilk yılgınlık ayı, ölümlülüğünü ilk kavrayış ayı gibi görünmüştür. Sararmış, çürümüş yapraklara bakarak şöyle der: İşte benim eylülüm!” Eylül! Birkaç gün hava ne kadar güzel olsa bu kadarcık geçici bir güzelliğe bile minnettar olmak gereken bir ay. Eylül, esef ve özlem ayıdır. İçine birkaç günlük kış saldırısından acı düştüğü için, o güzel havaların, devamlı yazın, artık nasıl geçtiğini bir mazi olduğunu hissettiren bir ay... Onun hayatı da öyle değil miydi? Son günlerin güzelliği ile beraber, şimdi yine imkânsızlığa, yine hüzün ve sıkıntıya düşmemiş miydi? Tıpkı şimdi ki gibi, nasıl yaz günleri elindeki mutluluktan habersiz geçip ilk kış hücumuyla kederlenirse, o da biraz önce anlayıp eski günlerin hasretini çekmemiş miydi? Tekrar hayatına başlamak arzusu, bugün tekrar yaz olmasını istemek gibi değil miydi? Bir senedir onu hırpalayan endişelerin, hüzünlerin ne olduğunu artık iyice görüyor, “İşte benim eylülüm!” Aşkları, duygusal düzeyde kalan, fizikselliğin bir kere el ele tutuşma ve Necib’in Suad’ı gözlerinden öpmesinden öteye geçmeyen bir aşktır. Ahlaki açıdan kabul edilemeyecek olmasıyla birlikte aynı zamanda temizliğiyle de öne çıkmış, ikisi de içinde bulundukları yaşam düzenlerini bozmaya kalkışmamışlardır. Bu eseri arşivim için alıntı oluşturmak amacıyla ikinci bir defa okudum ve okuma sürecimde pek çok alıntı paylaştım. "Söz ver, bâri kalbin benim olsun!" "Sizi öyle değil, bilmeyerek sevdim; nasıl olduğunu bilmeyerek, bir kardeş gibi, bir anne gibi sevdim...” "Ah bu yaşlar, bu yaşlar!” diye feryat etti. “Zannediyorum ki, hayatım çoğalıyor...” "Sonunda, sonunda işte bitmişti. Ve sade kendi istekleriyle, fedakârlıklarıyla bitmişti." Sende bir şey var, öyle bir şey ki.. Öyle bir şey ki, işte bütün endişelerim senin yanında yok oluyor. Ruhuma bir şifa, bir rahatlık geliyor! Dudaklarını gözlerime dokunduğun zaman bütün canımın koşa koşa gelip toplandığını, orada sana ulaşmaktan mutlu olduğumu hissediyorum. Necib ile Suad arasındaki bu aşk bedenlerin çok üstünde ruhların evliliği olarak Mehmet Rauf' un dilinden ifade bulmuştur. Tekrar tekrar okunabilecek okunduğunda melankoli etkisine kapılabileceğiniz Mehmet Rauf un muhteşem eserini okumak isteyenlere keyifli okumalar dilerim.
Eylül
EylülMehmet Rauf · İnkılap Kitabevi · 201739,5bin okunma
··
685 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.