Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

400 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Pantolonlu Kız
“Pantolonlu kız” yazarın da kitaba ilk düşündüğü isimdir. Ama ben Salka Valka olarak çok sevdim. Sanki romandaki kızın mücadelesine ,var olma çabalarına , da bu isim daha çok uymuş gibi.İsmin tınısında bile mücadele var. Salka ‘nın hikayesi annesi Sigurlina ile güneye gitmek için çıktığı yolculukta paralarının bitmesi sonucu geçici olarak geldikleri Oseyri kasabasında başlar. İzlanda’nın küçük, etrafı fiyortlarla çevrili, iklim şartlarının çok sert soğuk olduğu ve balığın tek geçim kaynağı olduğu Oseyri kasabası... Okurken balığın kokusunu ,da denizin tuzunu da kuzeyin soğunu da iliklerime kadar hissettiğim, yaşatan ,tanıklık ettiren olağanüstü bir anlatım. Okurken şunu düşündüm anlatılan coğrafya ve yaşam şekli sanki dile de yansımış.İskandinavların o sade yaşamlarının güzelliği , gösterişten uzaklığı, yazarın cümlelerinde, anlatımında hayat bulmuş. Gelelim Salka ‘ya annesi ile geldiği bu küçük kasabada öncelikle barınacak bir yer bulmanın mücadelesini, sonrada orada var olma, kendini kabul ettirme mücadelesini vermiş her anlamda çok güçlü bir kadın. Ben onun hikayesini okumayı, onun gücüne tanıklık etmeyi çok sevdim. Annesi Sigurlina gibi olabilirdi. Sigurlina her anlamda iradesiz, zayıf karakterli , yaşamının sorumluluğunu taşıyamayan bir kadın... Öyle ki sürekli dua edip bağışlanmayı dileyen , dindar yanı güçlü bir kadın olmasına rağmen tövbe ettiği günahları da sürekli tekrarlayan bir zavallı... Aslında roman boyunca anlatılan birçok karaktere ne tam anlamıyla kötü ne de iyi diyebilirim .Yazar bir insanın ne tam anlamıyla iyi ne de tam anlamıyla kötü olamayacağını düşünmüş olmalı ki karakterlerinin içindeki tüm iyi ve kötü yönleri ele almış. Salka ‘nın ilk mücadelesi annesi ile başlar aslında annesi ona bir gün “biz iki kadınız artık .“der. Ondan sonra da büyüyen kızı onun için bir rakip haline gelir. Benim de okurken bir anne olarak en çok kızdığım, anlamakta zorlandığım Sigurlina’nın bu tuhaf anneliği oldu. Kitap ,doğanın da insanların da hatta bazen çocukların bile acımaz davranabildiğini(Salka ‘ya hakaret edip taşlamaları) Hepsinin de ortak sorunu olan yoksuluğun, insanlar üzerinde oluşturduğu sefil hallerin çok iyi yapılmış bir gözlemi aslında. Yazar sadece insanın içindeki zıtlığı değil, dinin içindeki zıtlıkları (Selamet ordusu kilisesi),Oseyri ‘de yaşayan insamların yaşam şekilleri ve görüş farklılıkları arasındaki zıtlıkları da ele almıştır. İşte bu noktada roman başka bir yere evrilmiştir. Burdan sonrasında toplumcu gerçekçi bir anlatım başlar. Onca haksızlık, paranın , refahın belli bir kesimde olması, yoksulluğun hep ezdiği halkın beslediği hınç ...küçük Oseyri kasabasında komünizmi doğurur. Salka da çok da bilinçli olmayarak aslında komünist olur.İşçi sendikasında yer alıp ,grevlere katılarak daha adil bir yaşam için mücadeleye başlar. Ben Salka ‘nın ve Oseyri kasabasının doğasında ,çok önceden hatta daha komünizm hareketi bile doğmadan komünizmin var olduğunu düşünüyorum. Bunu yazarın Salka ile ilgili şu cümlesinde görmek mümkün “Tiksiniyorum kendini üstün sananlardan , öyle davrananlardan yüzlerine tükürmek geliyor içimden.” Zaten Salka giyim şekli ile fiziksel özellikleriyle de kötü düzene bir başkaldırıdır. Oseyri ‘nin komünizmi için de şöyle der:” Çiftleşen, mutlulukla sallanıp duran kuşların çığlıkları her yeri dolduruyor.Her şey bir şekilde komünistti.En küçük şeyin ardında bile evrensel komünizmin eli vardı.” Salka okuma yazmayı da aşkı da hatta bilinçli komünizmi de aynı insandan öğrenmiştir. Birlikte başlattıkları harekette büyük burjuva Bogesen’in kapitalist düzenine son vermişlerdir. Ama maalesef o gitmiş başkası gelmiştir. Bu noktada kafamda bir zincir oluşturdum . Aklıma İnce Memed geldi. “ Abdi gider başkası gelir.” Yoksulun ,ezilenin derdi dünyanın her yerinde ortaktır. Gelelim son olarak “Pantolonlu kız” olayına Salka kasabadaki diğer kadınlardan farklı olarak pantolon giyer, saçlarını da kısacık keser. Bu önceleri tepkiye neden olur aslında onun bu düzene aykırı giyimi onları korkutur. Düzen bozulursa ,uyanış başlar... Salka’nın kısacık kesilmiş saçları “Kestim Kara Saçlarımı “ diyen Gülten Akın’ı anımsattı.Kadınların kısacık kesilmiş saçları her yerde yürümeyen düzene başkaldırıydı . Ben onu annesinin kızı Salvör ( ona böyle seslenirdi) değil de biz kadınların yüzyıllardır toplumda var olmak için vermek zorunda bırakıldığımız mücadelenin bir adı “Salka Valka “ oluşunu çok sevdim.
Salka Valka
Salka ValkaHalldor Laxness · Yordam Kitap · 2019501 okunma
··
4.537 görüntüleme
Gönül. okurunun profil resmi
Farklı diyarlar ve sanırım farklı bir kalem. Merak ettirdi incelemen kalemine sağlık⚘
Bohem okur okurunun profil resmi
Çok çok güzeldi. Mutlaka oku derim. Çok teşekkür ederim 🙏
Bohem okur okurunun profil resmi
“Pantolonlu kız “ bilgisini Necmettin Hoca’m sizin incelemenizden aldım. Teşekkür ederim 🙏
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.