Uzun zamandır beklettiğim bu kitap da yine #doğuyukeşfet maratonuna kısmet oldu. Onlarla başladım ama onlardan biraz geç bitirdim maalesef. Sonrasında yapılan yorumlar ve görüşler o kadar iyiydi ki kitapta eksik kalanı onlarla tamamlamış oldum. Okumadan önce anlatılanların aksine daha farklı bir eser bekliyordum ben. Yüksek perdeden bir kadın savunuculuğu okuyacağımı sandığım kitap beklentimin çok daha üstünde oldu. Peki ne mi anlatmış Virginia Woolf; Kadın ve Edebiyat.. Kadınların edebiyat dünyasındaki yeri, kurmaca dünyaya girişlerinin perde arkası, yazılan romanların dönemin erkek egemenliği altında nasıl da geri planda kaldıkları ve daha fazlası.. Jane Austen, Bronte Kardeşler; Emily ve Charlotte, George Elliot gibi dönemin önemli kadın yazarlarının erkeklerin gölgesinde kaldığını, yaşam alanlarının kısıtlanması sebebiyle kurdukları dünyaların sınırlı kalmış olması gibi çok yerinde ve hâlâ günümüzde de sorunumuz olan bir konuya müthiş fikirleriyle değinmiş. 'Kendine Ait Bir Oda' ile kastedilense yazarların düşüncelerinin her şeyden kopuk, sadece kendine özel olması ve bu düşünceleri geliştireceği özel alanların olması gerektiği. Çünkü o dönemde bir kadın yazarken mutlaka tüm ev halkının içinde bulunduğu ortak alanda yazmak mecburiyetindeydi. Ve bu onun kurmacasının bir şekilde yönünün kaymasına, düşüncelerinin bölünmesine, özgürce fikirlerini sunmasına en büyük engeldi.. . Shakespeare'in kız kardeşi Judith hikâyesi ise "madem kadınlar erkeklerden daha duygusal, o zaman iyi şairler neden erkekler?" sorusuna verilebilecek en güzel cevap olur. Kadınların her alanda görmezden gelinmesi durumunu Woolf, Edebiyat için o kadar müthiş anlatmış ki elimden herkes okusun demekten ve alkışlamaktan başka hiçbir şey gelmiyor..

Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · Kırmızı Kedi Yayınları · 201938bin okunma

·

7 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Kübra Puğar