Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

kıymet-bilir nezaket ehli Hüsnü Hamuş Hocamdan.. Aylardan temmuz Bedbahta ma'ruz Nesi varmış acaba? Koymuş kapıya devlet baba Bilemeyiz oğul haber verildi bu sabah Kime esef edeyim hem-hali vah vah! Bir derman yokmu verin...Nerede Hak?Hüda tiz ol! Geçikirse her dem zalâm hakkaniyet beklemeyin zira yol Hem uzun hemde meşakkat... Ey Hüda cevr-ü cefa vechine fer Ya Muktedir garib-ül gurabaya zafer Sağımda evlad-ü-iyal solumda terk-i diyar-ı şecere Gam keder iliklerde Eyyûb'a tenvir bi-çare Hani çoktan gömülen yazgının hortlayarak El-aman desem kimse semte uğramaz batacak Ab-ı çeşmim kar-ı cânımda Boğuluyordum müteveffayı bütün figanımda Sormayın derdimi bitmez tükenmez ana râci Düştü artık bize"La ilahe illa ente sübhaneke..."faci İhtiyar etti zulmete seferi Uçtu mânend-i kevkeb-i defteri Çok mu idrak edemem dehşetli hâl-i mazlemde Fakir Yusuf-veş verâ-yı âlemde Vâkıa bendemi hüzün bilakis levh-i mahfuzdaki kalem Mahmurluğum üzerimde lakin kalû-belâdaki malem Kah olur kör kuyulara çarpar resmim Kah olur ölü ışıklarında düşer mezara cismim Kah olur gezinirim her yanım tek-ü tenha Kah olur eski mabetten tulu eder vaha Vakt olur berf-u puş gibi eşcarda dolaşır Peşin sıra kalb-i zârımda esrarda boşalır Gecenin sath-ı semasında garib uryan Bir parkta bankta güya uyuyan Ehl-i iyâl bais'i binlerce taisi Nezdime cânân dayanmaz ilâhi sensin hâris'i Ağlamaktan sesi kesilmiş yavrular Elem-i hasreti gama dûçar Hâk ile yeksan olmuş evler akla ziyan Kocasından ayrılmış bîçare kadın figan Çil yavrusu gibi o körpeceklerin hali Hane zâlam-ı zulmden örene dönmüş belli Varı yoğu bir bohçada sokaklara aşina aileler Gözler kör olmuş bilmezlermi gece şaki gündüz gailedeler Yokladım cümle yâr-u ağyârı Herkes üç maymunu oynar gerçi derd-i düşvârı Bana nigah eser-i mihnet Ya Rabb hani nerede bî-çareye rahmet suhulet Ya Rabb yürekler "Cız"etmez mi bunlar mazlum? İnmezmisin semavat-ı arzdan hâk-ı hasrete mahrum? Dumura uğradım fenadayım vaveyl Ne bad-ı saba ne sohbet-i canana meyl Ahval içler acısı Eman! Gel gör ki hem ahkam-ı bed hem baht-ı yaman Bu nasıl yazgı veleh-resan-ukul Ferman-ran kûn feyekûn neylesin sefil kul Ya Habib ancak sana himmet Ya Mücib meş'um'u def et bizahmet Yeter omuzlarda hun-feşan kısmet Semere-i ömrüm nihaline ver artık selâmet Sırr-ı ehadiyetine boynumuz kıldan ince Ya Rabb Lâkin katle mahkum edersen ahval-i şeriat harab Bu mücrimin vazifesini kıl ilham Cüz-i irademle kendime idam Hani birgün gufranınla çıkar gelirsen intizarımda Dururum kemerbeste-i ubudiyetle ihtizarımda Sen âdem'i halk eyledin olur mu sana muhal Bıcak kemiğe dayandı beşirini gözler derhal Ben diyeyim yıllar Sende aylar Kimse uğramadı ne semtimize ne hanemize İzoleye icbar eyledi kendimize Rezzak bilir ki buğün kemter kuluna Ömrü bahşeder rızka esbab buluna Ne çoğaltır buğünķünden Ne mahrum eder dünkünden Ey benim tâlî'i yaman Hamuş'um Gel gör ki bi-rahm imiş rical-i zaman Asuman olmuş gark-ı zalâm Rahmandan dilerim istirham Meramım,gayem kimsesizi ihya Ey Habib vardım eşiğine hamd-ü senâya Sebebler lâl olmuş aklım ziyan Akibet çatırdayarak vahamet ile beyan Düşmem yeise ümid hep galib Senden niyaz eylemek vacib Na-çarım ilham eyle Allah'ım! Duaya icabet eylemek sana şandır Sübhanım! Hele şükür Ya Rabbi Ben âdemsem sende sahibi Yusuf gibi matlab sensin gönlümün tabibi Sıhhat eylersin bilirim Habibi Bize her vecihle senden feza Sen gafur-ur- rahimsin muktezi şanına seza Mutlak acizim hem kadirsin keza Ey cânân şan mültezem değil yolundan firak ceza Geçiyor günler aylar neye yarar Ya Mûcib şu güzer-gaha kıl nazar Kalû belâ'ki anda muntazar Gün doğmuş gün batmış hep garib garib Ey Âdem aç gözünü şu mahlûk-i dil-firib Nisyan mı bilakis her anıda her enhada sen karib Bir haber geldi yâr-ı kadîmin yurdundan Ağlarimiş hazin hazin Ne temennası var aceb bu dünya zatından İşte karşımda dil-hun olmuş bizim nazenin El çektilmiş bekler kenâr-ı deryada Aceb kime âşıktı kimden muğber Vaziyeti pür-mana suret-i asliyesi sarihada Canhıraş-ber; Dışardan bakınca ev mi ev demeye bin şahit Dua ediyorum yıkılmasa bu garibanlara kim bakacak Ev iki katlı Birinci kat kârgir,ikinci kat kârgil Bahçe duvarı kerpiç cümle kapısı ahşap sedef hatlı Kim bilir kimler geldi kimler geçti ayakta durması müşkil Beni görünce yüzünde tebessüm Bir an durup düşündüm sebeb kimdir bu nikbete Sarıldık gözlerde gonca-i ter ikimizde yutkunmaktan tecemcüm Aceb kimler vesile oldu bu aşikâr musîbete Buyur etti baktım evin kapısı zaten aralık Bıraktım gamı kederi gerimizde artık Kendimizi attık içeri İleri dedi.Baş köşeyi ima etti durma geri Bende mukadder kıyafet Onda letafet Sağıma soluma baktım üç-beş yaygı Gözlerinden okunuyordu kaygı Ne sebebden bilmem diğer odadan âh-u şivende Duymamak mümkünmü bu sûz-u gündazı zahirde Nerelerde kaldın dostum adeta terk-i hayata âmâde Sende haklısın cemalin ben olunca sitem-gah -ı devr-i âlemde Çarh-ı felek bilirim dünya müşkilatı pek çok Hele sana soluk aldırmadım malumun keyfim yok Nazlı duhterim hüsn-ü devletlim gelmiş nasıl kahve ister Ey dil-rübâm nasıl rahatmısın olma hazer Sende belânın ziyası var mahcubum Estağfirullah Ya Gani misafirin duasına icabet Barekallah Odaya göz gezdirdim intizamsız,loş ve kasvetli Nem ve rutubet havaya sirayet etmiş ki kuvvetli Baktım soba yanında yatak-döşek Kalktım sobaya bir pırıltı vereyim diyerek Kalmamış yakacak meğer "Komşusu aç iken tok yatan"Lafzına nerede değer Buldum buluşturdum verdim ateşi Ahir zaman dedikleri boğazlar kardeş kardeşi Hava kırıldı idrak etmek istedim biran Bende ayrı bir hicran ondamı sahib-i hicran Eşhasa baktıkça tul-u zulmet Bakmaya ne hacet cuş-u huruş sahne-i uryan-ı sefâlet Sahne o kadar dırahşan ki tahayyüle muhâl güya Kimsesizlerin kimsesi asumanın yedi katında duya Zor zahmet çekinerek soktum yatağa Erimiş gitmiş bizim Mehmet benziyordu yüce bir dağa Beti benzi solmuş Lâkin dilinde ikrar"Elhamdülillah"goca-i gül olmuş Kahveler geldi Nazarıyla yüreğimi deldi Mûcib varmıydı kursağında bir kaç lokma Kahvemi beni içti ben mi kahveyi hiç sorma Yüzü gözü çökmüş elmacık kemikleri ortada Saç baş pejmürde-i feryada Seslendim evin hanımına istedim tarhana Getirdi biraz sonra koymuş genişçe sahana Doğrultum yataktan verdim kaşık kaşık Gözlerine fer verdi.Ya Halık Arkasına bir yastık yasladım duvara Eli uzandı tüttürmek istedi bir ciğara Doldurdum fokurdamakta olan ıhlamurdan bir ona bir bana Anlat bakalım derdini.Ne oldu sana Bir gecede ayş-u maişete müsadere Astılar boyna bir yafta saldılar kedere Nerede tahkikat Ya Adl! Nerede hakikat Kime dert anlatayım kimden medet Gün yüzüne çıkamaz oldum nerde hidayet Birâder günden güne artmakta taaccüb Kim getirir iaşemi şartlar tagallüb Na-merde el açmak emr-i müşkildir ecelden Leyl-i nehar meram Hüdâya lem-yezelden Olmak istemem dostun yüz karası Hasmın maskarası Çok şükür yaş otuzbeş Allah'a naz-ı niyaz "Ve-en leyse lil-insânı illâ mâ se'a" Düsturu garaz Bi-tab düştüm nafakamı getirecek eş-dost yok.Ahmet Uyku nedir bilmez gündüz okul gece iş ahter-i siyâh-ı vahamet Çalışması ancak kendi okul masrafı Gerci ondan bu yaşta ekmek istenmez bu işin ayrı tarafı Bu sebebden münkesirim,müdbirim Aceb kimdir söyle pirim Söylesem nolacak söylemesem nolacak kardaş Biraz basiret her yan ataş Körpe kuzucuklar aç sefil Bundan bi-haber insanlık müslümanlık dilde kalmış gafil Aha ortada geçiyor günler haftalar hatta seneler Kimsesizlik tak etti canıma silinirmi ömürden bu çeteleler Bu dem ki serd-i gamla nizarım Bir yandan göz yaşı döker nigârım bir yanda ben fizarım Mukadderat-ı hayatiyenin iktizası matemler ibtidası Kal-û belâda Rahman ve Rahimin Âdeme olan sevdası Ki gülün bülbüle işvesi emelden Ya Hayy Mah'ın matemini sorar zerresinden Baht-ı karama değil ah-u zarım Baharı hazan oldu aile-i efradımın bundan inkisarım Seni çok yordum iyi gelir istirahat Affına sığınıyorum bende kabahat Soktum döşeğe örttüm üstünü yok mecali İnkisarım ara sıra gel yokla bizi recali Uyuya dursun benim kadim-i dil-rüba Kadimin dil-dadesi olmuşuz.Ya Gani kad eyleme tuba Harladım sobayı Bende üzerime aldım abayı Dalmışım hab-ı gaflete Uyandım bırakamam muhibbiyi bu sefalete Cepte ne var ne yok koydum yastık altına İçimden bir sahya koptu can-hiraş bahtına Sen kimsesizlerin kimsesisin ey hüsn-ü ilâhi Arz-ı niyazım gafur-u zünubsun makus eyle ahter-i siyahî (Hüsn-ü Hamuş)
·
344 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.