Öncelikle kitap kapak yazısıyla büyük merak uyandırıyor, sonrasında önsözde de büyük bir beklenti oluşturuluyor. Peki bu beklentiler karşılandı mı? Öyküleri burada tek tek yorumlamayı düşünmüyorum, ben size genel anlamda kitaptan bahsetmek kafanızda bir fikir oluşturmak ve bu fikir hoşunuza giderse önermek istiyorum kitabı.
İlk öykünün ilk cümlesinden başlayarak farklı dünyaların olduğu bir kitaba yelken açtığımızı anlıyoruz. Bir zepline aşık olan bir adam. Normal bir şekilde düşününce absürt, hatta saçma geliyor. Ama okurken kendimi gerçekten zeplini merak eder ve ona ilgi duyar halde buldum. Böylesi farklı bir öyküde bile o hisleri alabildim. Sonrasındaki bütün öykülerde de o yaratılan garip dünyalara ve karakterlere rağmen onlara bağlandım ve onlarla yaşıyor gibi hissettim. Kimisinde bu bağlantı daha fazla ve çabuk kuruldu, kimisinde tam oturmamış, eksik bir his verdi.
Tabii ki bazı öyküler de diğerlerinden daha iyiydi. Bu konuda herkesin farklı görüşleri olacaktır. Bana göre bazıları biraz fazla kısa ve çabuk bitmiş izlenimi uyandırdı ama genel anlamıyla fena değillerdi. En sevdiğim öykü ise Arvid Pekon Kim? oldu.