İncecik Bir Kitap = Ciltlerce KitapBazen kendi hayatına son vermenin anlaşılabilir (haklı demiyorum) nedenleri olabilir. Fakat tıpkı bu kitaptaki madam gibi kendini olduğundan daha önemli görmek tabiri caizse pisi pisine ölmeye neden olur. Sandığınız kadar önemli bir insan değilsiniz, aslında öldükten sonra unutulacak olmak çoğu zaman insanın içini rahatlatan, huzur veren, başına gelen kötü olaylara, kötü hislere karşı dayanma eşiğini artıran bir şeydir.
Hangimiz ünlü olmak, öldükten sonra asırlarca hatırlanmak istemez ki! ( Tamam tamam sen istemiyorsun.) Toplumda saygın bir yere sahip olmak, üst tabakada yer almak eğer ruh halinizi buna uygun hale getirmezseniz, köleliktir. Tam tersi sefil ve acınası bir adam olmak, kimsenin saygı duymadığı bir adam olmak özgürlüktür. Kimse sizi yargılamaz, yargılasa da umrunuzda olmaz. Bir nevi Diyojen'in "Gölge etme başka ihsan istemez." durumu. Bir noktaya kadar sahip olduklarımız hayat standartlarımızı yükseltip görece daha mutlu olmamızı sağlasa da, öyle bir nokta var ki o noktadan sonra sahip olduklarınız size sahip olmaya başlıyor, bir nevi kısıtlanıyorsunuz. "Hayır sen onu giyemezsin, çünkü toplumda saygın bir insansın/olmalısın." ya da "Hayır sen öyle davranamazsın çünkü toplumda zorluklarla kazandığın yerden inmek zorunda kalırsın." benzeri sözler sürekli kafanızda yankılanıyorsa, size "Allah kurtarsın." demek isterim.Meşhur "Elalem ne der hapishanesinde" müebbet yemişsiniz demektir. Tıpkı adını yazmakta zorlandığım (hatta yazamadığım) değerli yazar Chalk Planauik'in dediği gibi "Haklarımızı kaybetmedik, haklarımızdan kurtulduk." gibi bir durum var bu hikayenin baş kahramanının başına gelen olaylar ve hissettiği duygularda. Bazen köyün delisi olmak, toplumdaki en bilge kişi olmaktan daha değerlidir. Daha çok yaşamın özüne yakındır. İşte bundandır, bilgelik ve delilik arasında çok ince bir çizgi olması. Belki de bilgeliğin en üst seviyesinde en başa dönmek vardır, tıpkı Nasreddin Hoca'nın "hiç" fıkrası gibi.
Çıkara çıkara kitaptan bunları mı çıkardın diyebilirsiniz? İncecik bir kitap bazen insana ciltlerce kitap yazdırır işte. Stefan Zweig bu incecik kitaplarda bende hep bu duyguları uyandırıyor. Bu kitabın sonunu bağlayış şekli kendi intiharı üstünde düşünmeme neden oluyor.