Gönderi

XIX. Yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları
"Sultan Süleyman, düş gücünü pratikleriyle birleştiren, eylemle kültür ve zarafeti bir arada yürüten, kısaca, içine doğduğu Rönesans havasına tam uyan bir hükümdar olmuştur. İçten bir mümin olarak merhamet ve hoşgörü ile doluydu. " Müminlerin Komutanı" olduğunu hiç unutmayarak ve atalarının "gazi geleneğini" sürdürerek, Hristiyan dünyasına karşı askeri gücünü kanıtlamış ve kutsal bir savaşçı olmuştur. Ufukları doğudan çok batıya yöneliktir. Amacı, tıpkı İskender gibi, Doğu ile Batı'nın toprak ve insanlarını birleştirmekti. Bu amaçla, Doğu Avrupa'daki mevcut Osmanlı sınırlarının ötesine, Fatih'in bile ufkunun çok ötesindeki Orta Avrupa'nın emperyal kalbine, yani Viyana ile birlikte Avusturya ve Macaristan topraklarına yöneldi. Bunu gerçekleştirmek için Şarlken'le boy ölçüşmesi, onu yenip topraklarını ele geçirmesi gerekiyordu. Dönemin askeri ve siyasi tarihinin tam öyküsü, bu Osmanlı-Avusturya çatışmasıdır. Her ne kadar Viyana kuşatmasında başarısız olmuşsa da (1529) devletin sınırlarını en geniş boyutuna çıkardı. "
Sayfa 67 - 22.BaskıKitabı okudu
·
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.