Gönderi

481 syf.
·
Puan vermedi
·
31 saatte okudu
Dün başladığım ve bir solukta bitirdiğim bu güzelim romanın neresinden anlatmaya başlasam bilemedim. Kitap insanı kendi içine öyle bir çekiyor ki elinizden bırakamıyorsunuz. Roman, 1939-42 yılları arasında İstanbul’da yaşamış ve trajik bir hikayeye sahip Prof. Maximillian Wagner’in 59 yıl sonra İstanbul’a tekrar gelmesi ve kendisine eşlik etmesi için İstanbul Üniversitesi’nde çalışan Maya ile karşılaşması ile başlıyor. Wagner’in gelişi Türk ve İngiliz hükümetini rahatsız etmiş olacak ki istihbarat Maya’nın peşine düşüyor. Bunun nedenini kitabın ilerleyen bölümlerinde değinilen Struma olayının tekrar ortaya çıkmasından tedirgin oldukları için anlıyoruz. Wagner ve Maya arasında geçmiş hikayelerin ortaya çıkmasıyla bir bağ oluşuyor. Maya hem kendi ailesinin geçmişinden hem de Wagner’in karısı ile olan aşkından ve talihsiz hikayesinden etkilendiği için bu gizemlerin peşine düşüyor. Araştırmaları ülke sınırlarını aşarak Almanya’ya ulaşıyor. Maya, Wagnerin trajik geçmişi ve tüm ruhunu o zamanlarda bıraktığı anılarını tek tek toplayarak ona götürüyor. Ben bu bölümden çok etkilenmiştim Wagnerin tekrar Nadia için bestelediği Serenad’a kavuşması, Struma batığı görüntülerini izlemesi sanki onda eksik olan parçaları tamamlamıştı sanki tam anlamıyla Nadiaya veda etmişti veya tam anlamıyla ona kavuşmuştu... Kitaba dair o kadar çok söylenecek şey var ki birini söylesem biri eksik kalıyor sanki. Bana göre okunması gereken kitaplardan biri oldu.
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020137,3bin okunma
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.