"Güler misin ağlar mısın?'' diyorduk, sanki ikisi yapışık kardeşlermiş gibi. Birde başka güzel komik lafımız vardı bizim: "Ölür müsün öldürür müsün?'' Onu da niyeyse gülerek söylüyorduk. Yeni değil yani, gülmekle ölmek bizim dilimizde kardeşti. Çok güldüğümüz için değil muhakkak. Belli ki gülünecek kadar çok ölüyorduk.''