Susmak,kelimelerden müteşekkil iki ucu keskin bir bıçağı, kalbinin tam üstüne batacağını bile bile iç cebinde saklamaktır. Susmak, Ağu dolu kaseyi az sonra ağzını buracağını bile bile yudum içmektir,zehrin sancısından buram buram terleyip o terleri halim selim bir eda ile gülerek mendile silebilmektir. Susmak, sabrın en gözde gelini, rahmetin en yüksek zirvesidir. Lügatlerin en son söylenen sözüdür. Susmak, ellerine bırakılan kader çizgisinde, silgi işlemeyen yerde iradenle izzete doğru makas değiştirmendir. Susmak, bazen infiale sebep olacak bilgileri usturupluca saklamak, bazen kilitli kapının ardındaki sırrı bildiğin halde merakla bekleyenleri yatıştırmaktır.
Sabrın, en zor meyvesidir susmak. Erdemin,hamasetin nişanesi,kemalatın en zengin bahçesidir susmak. Dilinin altına taş koyan sahabenin şiarı,susma orucu tutan Meryem'in ibadeti, susarak soru sormaya çekinen Taptuk'un talebesi Yunus'un edebidir,susmak. Kimyayı,simyayı alt üst eden, sabır taşını kızartan,beşikteki bebeyi dillendiren,muharrik güçtür susmak. Yalanın,hilenin kol gezdiği yerde, tomurcuk gülleri zamanla açtıran, bulut yüklü yağmurları çağıran nimettir susmak. Karşılık verecekken en güçlü pehlivan olabilmektir susmak.Çağlayan nice ırmakların önüne, "aman yıkılmasın" diye bedenini set çekmektir susmak. Hızır gibi abı hayat içip ölümlüler arasında ölü gibi gezmektir susmak. O herkesin içtiği kirli sulara karşı içene zor gelse de ,ab-ı tahirdir susmak. Hani ayette eşeklerin bed sesi kınanır ya, kınanmamak için kemalatın kapısına baş koyup beklemektir,susmak.
Sayfa 69Kitabı okudu
·
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.