Gönderi
Kitap iklim krizini anlatsa da yazar kitabın başında bunu gizlemeyi tercih etmiş ve aslında öncesinde birbirinden bağlantısız gibi görünen birçok bilgi veriyor. Anneannesinin hikayesinden intihar mektuplarına, Mona Lisa’nın çalınmasından arabanın altında kalmak üzere olan çocuğun histerik bir güçle kurtarılmasına kadar birçok farklı ve ilginç konudan bahsedip asıl konuyu gizleyerek merakımızı canlı tutmayı başarmış yazar. “Bu kitap tam olarak ne anlatıyor?” diye diye ilerliyorsunuz. Tabi kitabın sonuna doğru tüm bu hikayeleri iklim değişikliğiyle bağlıyor bir şekilde. İklim krizini önleyebilmek için de öncelikle bireysel olarak bizim sorumluluğumuzun yeme şeklimizi değiştirmek olduğunu ileri sürüyor. Tabi bunu yapmanın o kadar da kolay olmadığını yazar kendisi de ifade ediyor. Vejetaryen beslenmesine rağmen zaman zaman içinde et yeme isteğinin olduğunu söylüyor. Hatta kitabın bir bölümünde kendi iç hesaplaşmasını da görüyoruz. Gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakmak için yeterince zamanımız varken önlem almamız gerektiğini söylüyor.
Söylediklerinin büyük bir kısmına katılmakla birlikte eyleme geçme aşamasında ne yazık ki çok da etkili olmadığını düşünüyorum. Çünkü biz insanlar bir sorunla tam olarak karşı karşıya gelmedikçe önlem almıyoruz ne yazık ki. Evet, şuanda da gözle görülür değişiklikler olmakla birlikte yaşamımızı tehdit eden başka sorunlar (hastalıklar gibi) olduğu için iklim değişikliği yine unutulup gidecek. Aslında sorunlarımızın kökenine baktığımızda yine bu sorunların kaynağının biz insanlar olduğunu göreceğiz. Bu sorunları artıracak olan da, önlem alacak olan da biziz!
·
69 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.