Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bilimsel başarılar, toplumun kültürel seviyesi üzerinde etkisiz kalmadı. Araplar bir bilimde uzmanlaşmış bilginler (âlim) ile bütün bilimlerdeki son gelişmelerden haberdar eğitimli adamları (edip) ayırt etmeyi başarmışlardı.... Müslümanların kültürel üstünlükleri, ister savaşta olsun ister barışta, idari örgütlenmede görülmekteydi. 9. yüzyıl gibi erken bir zamanda Bizans da kendisine vaat edilen ödülü alamayan ve o zamanlar pagan olan Bulgarlara giden bir Arap askeri eğitimcisinden bahsedilmektedir, onun sayesinde Bulgarlar Bizans karşısında ilk zaferlerini kazandılar. Aynı yüzyılda batı Avrupa hacıları canlarının ve mallarının Müslüman ülkelerde kendilerininkinden daha emniyetli olduğunu söylemektedirler. Bununla birlikte kültürel seviyedeki artış, adetlerin yumuşamasına yahut toplumsal veya idari yönetim şartlarındaki değişime nispeten az katkıda bulunmuştu. Gerçekten de filozoflar, Platon ve Aristoteles’in kuramlarını bilmekte ve Farabi gibi bazıları siyasi risaleler kaleme almakta ancak yine de güncel yaşamın gerçekliğinden uzak, soyut bir ideal şehir fikri ile ilgilenmekteydiler. İdari örgütlenme söz konusu olduğunda Farabi’nin nazariyesini örnek olarak alabiliriz. Ona göre bir hükümdar için gerekli tüm nitelikler, şayet tek bir kişi de buluşursa, iktidarın o kişiye emanet edilmesi fakat şayet böyle bir kişi olmazsa bu nitelikleri hep beraber sahip olabilecek birkaç kişiden oluşan bir komisyonun kurulması şarttır..
9 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.