Kitap ilk sayfalarda okuyucuda büyük bir merak algısı yaratıyor. Çünkü konuya direkt giriş yapılıyor. Fakat bir kaç sayfadan sonra o merak ve heyecan dalgası azalıyor yerini tarihin unutulmuş sayfaları alıyor.
Savaşlar. Suikastler, Atatürk'ün dış ülkelere karşı meydan okuyan onurlu ve de kararlı duruşları kitabı okumayı daha da cazip hale getiriyor.
Sonlarına doğru kitap adını yavaş yavaş belli etmeye başlasa da o dönemdeki Türkiye gündeminin ana konusu olan siyaset karmaşasına sayfa aralarında rastlamak mümkün.
Herbiri devlet arşivlerinden toplanmış adlı adınca paşa isimleri ile dolu bir dolu özel devlet mektupları, savaş notları ve devletler arası konuşmalar var kitapta.
Mustafa Kemal Atatürk'e ait özel hayatıyla ilgili bilgilere yine bu kitapta rastlamak mümkün.
Gerek Türkiye'deki gerekse dış ülkelerce planlanmış bir sonun günbegün yaklaşmasını içiniz kıyılarak okuyorsunuz.
Ve insan ara sayfalarda şu sorunun cevabını maalesef burnunun direği sızlayarak soruyor.
Neden?
Tüm dünyada aklın, çalışkanlığın, saygının ve gücün sembolü olmuş bir devlet adamını neden öldürmek istediler. Daha da vahimi.
Atatürk'ün "dostlarım" dediği silah arkadaşları aslında onun hayatını sona erdiren kurşunlarmış.
Ve evet Atatürk'ün Katilleri diye bir gerçek var bu kitapta.