Kitaptaki anlatım aslında herkesin kör olması değil. körlükten kaynaklanan bencilliiğin tasdiklenmesi, desteklemesi ve uygulanmasıdır.
Tüm körler bulaşıcılık riskine karşı eski akıl hastanesinde insanlık dışı bir karantinaya alınıyorlar.
Tabi onlar nerde olduklarını bilmiyorlar.
Bir kişi hariç
İnsanlardaki duyarsızlık gittikçe köreliyor.
Sürü
Okumasını bilen insanlar bir kitapta bir broşürde veya gazetede gerek kendi İhtiyaçları için gerekse genele yararlı bir malzeme olarak saklanması gereken şeyi derhal seçip kapmasını bilirler.
Böylece elde ettikleri bilgi şu veya bu şekilde oluşan görüşlere katılır. Bu görüşleri bazen düzeltir bazen tamamlar. Doğruluğunu kuvvetlendirir mânâsını kesinleştirir.
Hayat birden bire bir mesele veya güçlük çıkardığı zaman okumasını bilen insanın hafızasında yılların biriktirdiği bilgilere dayanan bir fikri doğar, yani meseleyi buna göre kontrol eder. Ve böylece çözer veya aydınlatır.
Şunu da anlıyoruz ki sosyal seviyesi yüksek olan insanlar en alçak gönüllü vatandaşlarının arasına sonradan görmelere nazaran daha anlayışlı bir görüşte inerler.
"Sonradan görme"diye, bulunduğu durumdan daha yüksek bir duruma tamamen kendi imkanları ile çıkan kimselere diyorum.
Geçirdikleri sert mücadele onların acıma hislerini köreltiyor! onlara geride kalmışların ıstırabını unutturuyor
Bu konuda kaderim bana yardım etti.
Zamanında babamın yaşadığı maddi güvensizlik ve sefalet dünyasına yeniden dönmek zorunluluğu bana küçük burjuva olarak nitelediğim pek zayıf bir eğitimin verdiği ve yalnız ayak ucunu gösteren gözlüğümü atttırdı.
O zaman insanları tanımayı, içi boş insanlarla bunların tabiatlarını birbirinden ayırmayı öğrendim.
Adolf Hitler. Kavgam
Atatürk uysal bir insan değildi.
Hatta haşin olduğu dahi söylenebilir böyle olduğu halde çok terbiyeli çok olgun çok merhametli çok hoşgörülü bir insandı. Temiz kalpliydi alçakgönüllüydü. Gösterişten uzaktı. Vazife başında laubaliliğe yer vermez fakat özel yaşantısında sevdiklerinin nazını çekerdi. Dostlarına arkadaşlarına vefalıydı.
Zaten Atatürk'ün en büyük Üstün hallerinden biri de kin ve garez gibi insani duyguların üzerine çıkabilmiş olmasıdır. bağışlamayacağı suç yok gibiydi.
Birçok hataları gördüğü halde görmemezlikten gelirdi kin tutmaz çabuk affederdi. Kimleri ne zaman affedeceğini de çok iyi bilirdi hırsız çok çabuk geçerdi.
Atatürk'ün uşağı Cemal Granda.
1926