Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Hava poyrazladı yağmur yağacak Yanıp yanıp sönüyor ışıklandırılmış gözlerin Yukarda Küle gömülmüş bir elma gibi gökyüzü Patladı patlayacak Olanca hışmıyla kentin. Sensin Akıyor ön dişlerin beyaz beyaz yanıma Her şey rengine göre kanar bilirsin Tırnakların pembeye boyanmış bir koy gibi Pespembe kanar Ve her bir renkte kanayan gözlerin Çınlatır Eluard’ın mısralarını orada “İçinde uçtuğum gözlerin Yolların gidişine Dünyanın dışında bir anlam verdi.” Demek oluyor ki bu dünyada olmak öyle derin Öylesine anlamlı ki insan Bizse bu anlamın işçilerinden ikisi Yağmur yağacak. Yarı karanlık odamız, üstelik soğuk Isıtıcı bir soğuk bu, değişik Sensin, bir yüzümde geziniyor şimdi yüzün Bir elimizdeki kitaplarda Şiirler okuyoruz bugün Limanlık bir deniz gibi kıpırtısız önümüzdeki taş masa Uykuya yatmış gibi bütün balıklar Gemileri kaptansız tayfasız Gidip gidip geliyor kimi zaman da Anayurduna dağlara Şiirler okuyoruz bugün. Yaşlandık da ondan mı Susarak katlanıyoruz her mutsuzluğa Saatlendiriyoruz günü Bölüyoruz dakikalara Bir hiç oluncaya kadar bölüyoruz onu. Bölüyoruz yani bütün mutsuzluklara Bir yaprak saniyesi geçiyor usul usul Penceremizden Mavi mavi hatmiler parlıyor dışarıda Dışarıda küçük bahçemizde Ayak izleri gibi gökyüzünün Hatmiler Bırakıyoruz bu sessiz uyuma kendimizi Derken bir mavi damar, bir dudak büküş İyi anlaşılamayan bir ses sokaktaki Çırpına çırpına yükselen duman Bir tutam saçın öne düşüşü Sanki bir sardunya bir yaz boyu ne kadarcık uzarsa Kaça alınırsa bir tükenmez kalem Doluyor içimize öyle Hayatın birdenbire anlaşılması gibi bir duygu gürültüsü Yağmur yağacak. Yaşını çoktan aştım Orhan Veli’nin Ölümle duruyorsa eğer yaşlanmak Onun bir sonbahar yağmuruna gömülü ölüsü Yağdı yağacak “Ölünce kirlerimizden temizlenir Ölünce biz de iyi adam oluruz...” Sade ve ince Dünyaya uzun parmaklarıyla dokundu dokunacak. Yorulduğun zaman söyle Susalım, hiç konuşmayalım istersen Sussak da, hiç konuşmasak da, sözlerin senin Açık denizler gibidir zaten elimde Her zaman ama her zaman bir kıyıyı sezdiren Hatırlıyorum da kelimelerini bir bir: Şairlerin flaşları kalpleridir Dışarıya da parlamalı biraz Kaldı ki ben içimde gezinmekten yoruldum Sensin, iyi anlarsın beni Gözlerine başka türlü bakıyorum Ben bütün gözlere başka türlü bakıyorum şimdi Nemli bir tülbent olup buğulanıyor Ve yaslı ve mahzun Ve devrilmiş bir boya kabı gibi de yoğun Memleketimin gözleri Yağmur yağacak. Öyle bir yağmur ki bu, bilirsin Dam saçak demeyecek, yağacak Yağacak bir hışım gibi canevine kentin Kalplerimiz küle gömülmüş elmalar gibi Patladı patlayacak Alacak sonunda kendi rengini.
·
66 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.