Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Tanrının bıraktığı yerden biz başlayalım Üç milyar insanın yarısını sen öldür yarısını ben Üç kişi kalsak yetişir yeryüzünde Yaklaş bana Seninle kardeş değiliz Hüzünle karışık sevinçlerinden kurtul artık Arzuların o belli belirsiz sıcaklığını sev Biliyorsun Önce Tanrı insanı yarattı Sonra insan sevgiyi Ne yapsak boş Ne kadar çabalasak faydasız Geriye dönemeyiz Olanlar oldun iş işten geçti Çamurumuza sevgi karışmış bi kere Kim bu şarkıları söyleyen Karcığar faslından düm tek üzere Aklım bir yere erişti durdu Susun Şimdi üçgenlerle oynuyorum Kaldırın bu daireleri Bir model kız geldi soyundu karşımda Saçlarından üç fırça yaptım Üç tüp boyam vardı Veronez yeşili zümrüt yeşili krom yeşili Hepsini kattım birbirine Senin yeşilini buldum Senin yeşilinde orkestralar Debussy'den çalıyordu Senin yeşilinde unuttum siyahlığımı Bu deli eden uğultu nerden geliyor Kim kırdı bu aynaları Toplayın yüzümüzü görelim Çirkin değiliz artık Bir kapı açıldı önümüzde ölümsüzlüğe Güzeliz Sabahlar bizimle dolu Işık diyordun al işte Kör kuyular kadar ışıdı yeryüzü Renk diyordun al işte bak Çarşılar dolusu kırmızı Süt beyazından geceler Sarı güneşler ortasında turuncu bir gün Yitirilmiş saadetlerin bahçesinde mor çiçekler Kardeş değiliz diyorum inanmıyorsun Yalan bunca faziletler yalan Bizi bu ciğeri beş para etmez insanlar mahvediyor Aldırma diyorum sana Dünya ikimiz için yaratıldı Üç milyar insan iş olsun diye geldi yeryüzüne Verdiğin her kederin yüreğimde yeri var Hangi kitabı açtıysam seni okudum yıllardır Hangi aynaya baktıysam seni gördüm Gel desen gelemem Git desen gidemem Öl desen kanım akmaz Anladım artık seni sevmek yüce bir şey Anladim seni sevmek Tanri'ya yaklaşmak gibi İnsanlar içinde bir sana inandim Bir seni sevdim kendimden başka Uykularımın bölündüğü saatlerde Sendin düşündüğüm soluk soluk Sivri bıçaklar gibiydin karanlığımda Gözümü yumsam seni görüyordum Oynak türkülere benzeyen yürüyüşünle Sen çıkıyordun karşıma Karanlığımda İki yıldızdı ellerin görülmedik Karanlığımda Bir orman yangınıydı dudakların İstesen hayat verirdim bu karanlıklara İstersen gökyüzünü bir mendil gibi yırtardım Denizlerden göllerden nehirlerden Sana görmedigin renkler yaratırdım Zamanın ötesinde Yeni bir dünya kurardım sana İnsansız Tanrısız kedersiz Severdin Dağ rüzgarlarinin serinliğince Yaşardın Bu sefil dünyamızdan uzak Bir yanıp bir sönen ışıklar gibiyim Yumruk kadar yüregimde sen varsın Kutsal kederler içinde seninleyim artık Sarı badanalı evlerde başbaşayız Bütün duvarlara gölgen kazınmış Kokun sinmiş bütün perdelere Kapılarda parmakların beyaz beyaz Sokaklarda ayaklarının izi Ben bu sokaklarda ölsem Kaldırımlar çekmez ağırlığımı Söylesem aşkımı asırlar boyunca Bu iki yüzlü insanlar anlamaz beni Desem ki yeryüzüne beş peygamber geldi Beşincisi sensin Desem ki iki kişi kaldık dünyada İkincisi sensin Desem ki biri var yeri göğü var eden O da sen olurdun Sana tapmak için Kilden bir heykel yapardım güzelliğince Bilsem ki sen Tanrı'dan iyisin Bilsem ki Tanri senden güzel degil Senin o kocaman kocaman gözlerin yok mu Nasıl duruyor boşluğunda arzuların anlamıyorum Nasıl nasıl bakıyor bana Böyle merhametten uzak Git diyorsun Nereye gideyim Ümitlerim ne olacak Bunca şiirleri kim söyleyecek sana Kim anlatacak dünyaya sığmayan güzelligini Gitmek mümkün olsa da gitsem uzaklara Sevmesem seni bir daha Paramparça etsem yüreğimi cam gibi Sonra yaksam Savursam küllerini karlı dağlardan açık denizlerden Yine seni severdim toz toz Yine sana tapardim küllerimin ağırlığınca Bu oksijen gazı olmasa da olurdu Ama Beethoven gelmeseydi dünyaya Seni bu kadar sevemezdim İkimizin ortasında o duruyor Sağımızda birinci keman Solumuzda ikinci keman Karşımızda üçüncü keman Sonra orglar flütler kontrbaslar Sustur şu orkestrayı Beethoven Şimdi dokuzuncu senfoninin sırası mı Bunca yalnızlıklar bunca yokluklar benim işim değil Bu çirkinligi ben yaratmadım Ne de bu kahpe güzellikleri Bende sevmediğin ne varsa senden türedi Şu karanlık bakışlar Şu ellerimin pisligi Şu dudaklarımdan çıkan iğrenç sözler Besbelli senin eserin Ne buldumsa sende buldum kötülükten yana Ne öğrendimse senden öğrendim Seni sevdikten sonra başladım yaşamaya Seni Tanrı yarattıysa beni kim yarattı Bu azabı kim verdi bana Çıngıraklı yılanların zehirini içtim Balinaların kusmuklarını Kükürt kokulu imkansızlıklar içindeyim Oysa güzeldim tarihin ilk çağlarında Görsen şaşardın Öyle aydınlıktım Öyle iyiydim Kobalt mavileriyle doluydu yüreğim Kurşun beyazlarıyla Severdin beni Midye kabuklarının yeşilliğince Sonunda dediğim çıktı iste Samanyolundan bir yıldız düştü dünyaya Sinekler gibi eziliverdi insanlar Her şey bir anda olup bitti Yapayalnız kaldık Ne radyo aktivite ne mantar şeklinde bulutlar Ne yaşamak sevinci ne ölüm korkusu Sonunda üç kişi kaldık dünyada Sen Ben Bir de Jiro'nun Manon Lesko'su Yine bana bakarken yüzün kızarıyor Toplum kurallarından kurtulamadın daha Bütün çayırlar bomboş Görmüyor musun Al başını dağlara çık Avaz avaz şarkı söyle sokaklarda Bir kibrit çak Bütün evler yansın Yüzbin yılın öcünü al bu şerefsiz dünyadan Sonra kaldır kendini denize at Biraz serinle Sevebildigim kadar insanım ben On gram arsenik yeter canıma Beni düşünme Uzun mistral rüzgarlarının üzerine Nimbüs bulutları geliyor kaç Uykumuz bölündü çırıl çıplağız Kum fırtınaları başladı Çin seddinin ötesinde Gölgemizi bir Asya sehrinde unuttuk Taklamakan çöllerinde kaldi rüyalarımız Haydi git Yok olduk iki oldugumuz yerde Haydi git Bir kalırsak yine var olacağız.
·
250 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.