Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

172 syf.
·
Puan vermedi
"Şiddet çok korkunç bir şeydir."
Yazarın hayatından bahseden incelemeler baya varmış, biz de öyle başlayalım bakalım. Anthony Burgers yaşamının bir yılını tümör olduğunu zannederek geçiriyor. Bu sırada para kazanmak için birşeyler yazıyor. Sonrasında ise böyle bir hastalığının olmadığını öğrenir. Burgess artık ünlü bir yazar olmuştur. “Eee, ne olacak şimdi ha?” Diye başlıyor kitap. Okurken bu soruyu kendiniz de soracaksınız: sahiden de ne olacak şimdi? Diye merakla sorup kitabı okumaya devam ediyorsunuz. Bu soru kaç defa geçti kitaptan sayamadım ama her geçtiğinde bende tekrar sordum 'ne olacak şimdi?' Baş kahraman olan Alex (18 yaşın altında) ve çetesi (arkadaşları) ile zorbalıklarını anlatıyor. Tabi olay baş karakter olan Alex'in ağzından anlatıldığı için küfür, argo elbette olacaktır. Okurken aklıma
Charles Bukowski
Charles Bukowski
geldi, o da yazılarında çok fazla argo ve küfür içerir, yazarın eserlerini bilen bu kitabı az çok tahmin ediyordur. Eğer küfür, argo, kötü sahneler (şiddet, taciz vs.) sizi çok fazla rahatsız ediyorsa okumayın. Peki bu kadar argo, küfür dedim ama asıl bize anlatılan nedir? Her kitap illa bir şey anlatmaya çalışır, burada da 'şiddet' anlatılmaya çalışıyor. Özellikle gençler de görülen bu kırma dökme işi devletin de canını sıkmaktadır, bunun için çözümler bulunmaya çalışılıyor hatta. Maalesef üzülerek söylüyorum ki Alex gibi gençler dünyanın her yanında var ve sayıları hiçte az değil. Hırsız, küfürbaz, argoyu dilinden düşürmeyen bir çok genç var. Asıl üzücü olan ise bu yaptığının iyi bir şey olduğunu sanıyorlar. Peki Alex düzeldi mi yoksa huylu huyundan vazgeçmedi mi? İşte bu da kitap okuyacakların bulacağı cevap ve bu soru da kitabın asıl sorunudur. Çünkü kitap şiddet eylemini ele almış ve bir insan düzelebilir mi? Onu çözmeye çalışır. Kitap karakterlerinde bir yazar vardır. Hatta bunun kitabın asıl yazarı olacağını ve kendini bir karakter olarak var ettiğini düşündüm, düşünüyorum çünkü kitapta ki yazar merhamet gösterir Alex'e ve onun yaptıklarını hatırlatır. Peki ya sonra? Bu da bir başka tartışılması gerek sorun. Peki neden adı otomatik portakal. Alex şöyle diyor: “Bu çok salakça bir isim. Otomatik portakal mı olurmuş?” oysa bu otomatik portakal Alex'in karşısına çıkacak ve ona bir şeyler anlatacaktır. Kitapta otomatik portakal, kitaptaki yazarın (adı F. Alexander) eseridir ve şunlar yazılı: "F. Alexander. Tanrı aşkına, diye düşündüm, o da Alex’miş. Sonra kitabı karıştırdım, üstümde onun pijamaları vardı ve ayaklarım cıbıldaktı, ama hiç üşümüyordum, kulübenin içi sıcacıktı ve kitabın ne anlattığını çakozlayamadım. Manyak bir tarzda yazılmış gibiydi, Ah ve Oh gibi bir sürü b*k püsür vardı, ama galiba bugünlerde bütün insanların –sizlerin, benim ve o herifin– makinelere dönüştürüldüğünü ve aslında daha çok, meyve gibi doğal bir şey olduğumuzu anlatıyordu. Anladığım kadarıyla F. Alexander, hepimizin Tanrı’nın meyve bahçesindeki dünya ağacı dediği şeyde yetiştiğimizi düşünüyordu ve oradaydık, çünkü Tanrı’nın sevgiye susuzluğunu bizimle dindirmesine gerek yoktu filan" Hepimiz makineleştik mi? Ya da öyle mi oluyoruz? Peki burada Tanrı'nın rolü nedir? Tanrı demişken, olmazsa olmaz 'din' e de dikkat çekecektir yazar çünkü iyilik-kötülük kişinin inançlarında vardır muhakak (dinlerde de iyilik-kötülük kavramı var.) . Ve şu alıntılar dikkat çekiyor: “Belki de her şey yolunda gider, kim bilir? Tanrı’nın yöntemi gizemlidir.” "Kötülüğü seçen bir insan, kendisine iyilik dayatılmış bir insandan bazı açılardan daha üstün olabilir mi?" "Tanrı ne ister? Tanrı iyilik mi ister yoksa iyi olma seçeneğini mi?" Kitap bu soruları sorar ama cevap vermez. Ve alex'in şu sorusu da havada kalır: "kötülüğün sebebini bulmaya çalışarak tırnaklarını kemirmeleri, kahkahadan kırılmama yol açıyor kardeşlerim. İyiliğin sebebini aradıkları yok, öyleyse niye tersini merak ediyorlar ki?" yani bizim Alex diyor ki; kötülüğün sebebini değil, iyiliğin sebebini arasınlar, iyiliğin sebebini aranmıyorsa kötülüğün sebebi neden aranıyor? Oysa olması gereken kötülüğün kaynağı bulunmalı ve çözülmeli değil mi? İyiliği ve kötülüğü kişi kendisi seçer. Kimse ne iyilik yapmaya ne de kötülük yapmaya zorlanmaz. Ama şunu garetisini veriyorum, kişi ne yaparsa karşılığında onu bulur; yaptığın iyiliğin de karşılığını alırsın, kötülüğünde. Ve kişinin yaptığı eylem onun kişiliğidir; iyi isen iyi, kötü isen kötü. İyiliğin olmadığı yerde ise kötülük vardır. Dünyayı iyik kurtaracak, ben buna inanıyorum. Son olarak, kitap şiddeti ele alıyor demiştik. Şiddet konusunda verilen mesajlar ise şunlar: “Şiddet şiddeti doğurur,” "Şiddet çok korkunç bir şeydir." Şiddet iyi bir şey değil. Şiddeti cezayla karıştırmayın sakın. Şiddet haksız yere yapılır, ceza hak edilendir. Kimse kimseye şiddet uygulamaya hakkı yok. Diyeceklerim az ama ancak bu kadarını yazayabildim. Sabırla okuduğunuz için teşekkür ederim. Keyifli okumalar dilerim. (:
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200991,7bin okunma
··
655 görüntüleme
kovulan adam okurunun profil resmi
Ben bu kitabı beğenmemiştim, senin hatırına beğene basıyorum. :d
duha 人 okurunun profil resmi
Bas bas :D bence sen Alex'i sevmemişsindir 🤭
2 sonraki yanıtı göster
hank chinaski okurunun profil resmi
Çok güzel olmuş inceleme. izlemediysen filmini de izle bu kitabın.çok güzel bir uyarlama olmuş tabi yine bazı değişiklikler var ama Alex i oynayan Malcolm McDowell harika iş çıkarmış.
duha 人 okurunun profil resmi
Teşekkür ederim, izleyeceğim 🤗
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.