Bu sömürge düzeni nasıl ortaya çıktı?
Avrupalı yazarlardan çoğuna sorarsanız, suçlu ya islamiyettir ya da Türklerin göçebeliği ve barbarlığıdır. Asya Üretim Tarzı taraftarlarının bir kısmı da, tezlerini çok daha ince tahlillerle destekleseler bile, bu kafileye katılmaktadırlar.
Onlar da, kendi iç evrimi ile daha ileri toplum biçimlerine geçemeyeceğini ileri sürdükleri "Asya Tipi" toplumsal düzeni, geri kalışımızdan suçlu tutmaktadırlar. Halbuki gördük ki, tarih açısından çok kısa sayılabilecek bir süre önce, Türk toplumu, zamanına göre en ileri bir gelişme düzeyinde bulunmaktaydı. Batı toplumlarından daha önce, sınai kapitalizm yoluna girmesi olanaksız değildi. Bu gerçekleşmediyse, bunun nedeni, ne Batı'nın doğal üstünlüğü, ne Türk'ün göçebeliği ve Müslümanlığı, ne de "Asya Tipi" toplum düzenidir. Bizim dışımızdaki birtakım tarihsel olaylar dizisidir ki, Batı'nın prekapitalist düzenden kapitalist düzene geçişte, ön almasını sağlamıştır. Bu tarihsel olaylar dizisi şöyle sıralanabilir: Okyanuslara açık coğrafi mevkii ve onu Doğu'nun zenginliklerine muhtaç kılan fakirliği, Batı Avrupa'yı denizaşırı keşiflere zorlamıştır. Bu keşifleri izleyen sömürge talanı, tüccar elinde önemli sermayenin toplanmasına yol açarak, sermaye birikimini hızlandırmıştır. Bu hızlı birikim ve bu birikimi gerçekleştiren sınıfın itici gücüyledir ki, prekapitalist düzen giderek çözülmüş ve bu düzen içinde gelişen ticari kapitalizm, sınai kapitalizme dönüşmüş ve Batı toplumları yeni bir düzene geçmişlerdir.
Bu gelişme süresi içinde, Doğu ve Batı toplumları arasındaki kuvvet ilişkileri bozulmaya yüz tutmuş, Doğu üstünlüğünün yerini Batı üstünlüğü almaya başlamıştır.
Rollerdeki bu değişiklik, Doğu ve Batı erasında köprü durumunda bulunan Türkiye'yi ilk planda etkilemiş, Anadolu'dan geçen milletlerarası ticaretin sönüşü, fetihlerin karlı bir iş olmaktan çıkışı, Batı'daki fiyat yükselmelerinin yarattığı sarsıntı ve Avrupa ile yeni tip ticari ilişkilerin teşekkülü vb. gibi nedenlerle başgösteren bunalım, toplumun normal gelişmesini engellemiştir.
Batı etkisiyle çıkan bir bunalımdan Batı kapitalizminin ön almasına rağmen çeşitli bocalamalardan sonra kurtulmak ve sınai kapitalizme geçmek mümkündü. Yalnız bunun vazgeçilmez ön şartı bağımsız bır kalkınma yolu izleyebilmekti. Ne var ki, daha XVI. yüzyılda Batı baskısıyla tökezleyen Türk toplumu, emperyalist aşamaya doğru yol alan Batı kapitalizmi karşısında bağımsız gelişme olanağı elde edemedi. Ülkenin mevkii ve zenginliği, Batı kapitalizminin iştahlarını üstüne çekmekteydi. Bunun sonucu çoktan bozulmuş olan atalarımızdan kalma düzen çöktü ve başta Saray, egemen sınıflarıyla Avrupa emperyalizmine bağlı yarı-sömürge düzeni doğdu.
Demek ki, Türkiye, geri kalmış değil, emperyalizmin geri bıraktığı bir ülkedir.